Cevap :
Dil olmasaydı insan olur muydu? Acaba hayat nasıl yaşanırdı? Dünya
nasıl görünürdü? İnsanın diğer varlıklardan ne farkı kalırdı?
Tabiatı değiştirip duran, köyler, kasabalar, şehirler kuran, felsefe, ilim,
sanat, eserleri ortaya koyan insan, bütün bu başarılarını dil olmadan
gerçekleştirebilir miydi? Bütün bir kâinatı keşfe çıkan, onun sırlarını
soruşturarak anlamaya çalışan ve ondan alabildiğine yararlanmak isteyen insan,
dil yeteneği bulunmasa, dil denen mucizeye sahip olmasa, bugünkü insanlık
çizgisine ulaşabilir miydi?
Bütün insan başarılarının tespit edilip korunması, tarih içinde nesilden
nesile aktarılması ancak dil vasıtasıyla olmaktadır.
İnsanın hayata uyum sağlaması, hayatını devam ettirmesi, hatta hayatta
kalabilmesi dil ile yapılan eğitim ve öğretimle mümkündür. Nesiller arası bilgi
ve tecrübe alış verişi, bunun nesiller boyu artarak devam etmesi de bu eğitim ve
öğretimle sağlanmaktadır.
Canlılar için hayatın temel direği havadır, sudur. Yaşarken pek farkına
varamadığımız, gözle görüp elle tutamadığımız, hatta sanki yokmuş gibi
yaşadığımız o hava olmasa, hayat da olmayacaktı. Bunun gibi, bir cemiyetin de
temel direği dildir. Hep kullanılan ama hava gibi pek farkına varılamayan şu dil
olmasa, insan da, toplum da olmazdı.