Cevap :
Eğer gerçekten varoluş, özü önceliyorsa, insan, olduğu şeyden sorumludur. Bu şekilde, varoluşçuluğun ilk girişimi, her insanı olduğu şeyin sahibi olma haline getirmektir ve varoluşunun tüm sorumluluğunu kendine dayandırtmaktır. Ve,insan kendinden sorumludur dediğimiz zaman, insanın yalnızca kendinden değil, tüm insanlardan sorumlu olduğunu söylemek istiyoruz....
Aslında, olmak istediğimiz insanı yaratırken aynı zamanda insanın olması gerektiğini umduğumuz şekildeki bir imgesini de yaratmayan hiçbir eylemimiz yoktur.
Şunu veya bunu olmayı seçmek, aynı zamanda seçtiğimizin değerini de doğrulamak demektir, çünkü hiçbir zaman kötülüğü seçemeyiz; seçtiğimiz her zaman iyiliktir ve hiçbir şey herkes için iyi olmadan bizim için iyi olamaz.
Diğer taraftan eğer varoluş özü önceliyorsa ve imgemizi biçimlendirdiğimiz anda varolmak istiyorsak, bu imge hem herkes için, hem de tüm dönemimiz için geçerlidir. Böylece sorumluluğumuz, onu var-sayabileceğimizden çok daha büyüktür, çünkü tüm insanlığı kapsamaktadır. Eğer işçiysem ve komünist olmak yerine hıristiyan bir sendikaya katılmak istiyorsam, bu katılımla boyuneğmenin temelde insana uygun gelen bir çözüm olduğunu, insanın krallığının yeryüzünde olmadığını belirtmek istiyorsam yalnızca kendi durumumu ortaya koymuyorum:
herkes için boyuneğmiş olmak istiyorum, böylece tutumum insanlığın tümünü bağlamıştır.
http://www.frmtr.com/felsefe-sosyoloji-psikoloji/1259003-bilgi-cesitleri-ornekler-ve-bilginin-tanimi.html