Cevap :


Tanzimat Dönemi aydınları, sorunların yalnızca meşrutî bir yö*netimle çözülebileceğine inanıyorlardı Jön Türkler adı verilen bu aydınlar, "hürriyet, adalet, eşitlik" gibi düşünceleri savunu*yorlar ve yapılan yenilikleri yeterli görmüyorlardıAli Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi, Ahmet Mithat Efendi gibi şair ve yazarlar ile Mithat Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Süley*man Paşa gibi devlet adamları da bu aydınlar arasındaydı Pa*dişah Abdülaziz, bu aydınları baskıcı yöntemlerle susturmak is*tedi Bunun üzerine Jön Türklerin çoğu yurt dışına kaçtı Bu ay*dınlar çalışmalarını yurt dışında sürdürdüler

Tanzimat'ın Getirdiği Yenikler

"Tanzimat" dönemi; modern Avrupa düşünce ve yaşamının Türk Osmanlı Devleti'ne girmeye başladığı ve devlet örgütün­de bazı yeniliklerin yapıldığı bir dönem olarak kabul edilir Tan­zimat, Osmanlı tarihinde, devletin batmasına kadar süren, dev­rimci bir niteliğe sahip olan başlı başına bir dönemdir Osmanlı Devleti, 18 yüzyıldan itibaren çözülme ve çökme sürecine girdi Bu gidişi durdurmak için 19 yüzyılda Mustafa Reşit Paşa, Os­manlı idare örgütünün kökünden değiştirilmesi gerektiğine ina­nıyordu Bu inançla ortaya koyduğu yenilikleri, padişahın ağzın­dan kaleme aldığı ünlü bildirisiyle ortaya koydu Gülhane Parkı'nda halkın dinlediği Tanzimat'ıpadişah da kabul etti

Tanzimat'ın Ana İlkeleri


Gülhane Hattı'nın ana ilkeleri, bugünkü dille şöyle özetlenebilir:

* Mahkemeler açıkça yapılacak, bunun neticesi olarak bir mahkemenin kararı olmadan hiç kimsenin özgürlüğüne dokunulmayacağı gibi herhangi bir cezanın uygulanması mümkün olmayacaktır Mahkeme edilmeden kimse idam edilmeyecektir
* Kimsenin can ve malına, namusuna mezhep farkı gözet­meksizin dokunulmayacak ve buna tarafımızdan tam bir emniyet garantisi verilecektir Hristiyan ve Müslüman halk arasında mutlak bir hukuksal eşitlik sağlanacaktır
* Ulema ve vezirler, suç işlediklerinde rütbe ve sıfatları nazara alınmayarak ceza kanunları hükümlerince yargılanacaktır
* Hiç kimseden kanunsuz vergi alınmayacak ve vergi mükel­lefiyetinde malî iktidar göz önünde tutulacaktır
* Süresiz ve keyfî askerlik usulü kaldırılarak yerine herkesi kapsayan bir yönetim uygulanacaktır
* Rüşvet, kesin olarak kalkacak ve buna cesaret edenler şid­detle cezalandırılacaktır
* Devlet işleri hakkında yapılacak toplantılarda, iştirak eden­ler fikirlerini özgürce ve çekinmeden söyleyebileceklerdir Hükümdar, bizzat kendisi bu kurallara uymayı ve bunlara aykırı davranmamayı kabul ettiği gibi, bilginler ve devlet büyükleri de bu konuda yemin edeceklerdir

Tanzimat'la Türk toplumunda ilk özgür düşünce­nin tohumları atılmış bulu­nuyordu Özgürlük düşün­cesinin ilk kaynaklandığı yerlerden biri, Fransa ol­muştu Fransız halkı, hü­kümetlerini tabandan ge­len itici bir güçle, devrimlere zorlamıştı Osmanlı Devleti'nde ise, bunun tam tersi oluyor, devrim te­peden geliyordu Tanzimat Fermanı'nın ilanıyla siya­set, idare, eğitim alanların­da Batı uygarlığına res­men katılmış oluyorduk Toplumumuza yeni bir ha­yat, yeni bir düşünme biçi­mi geliyor, devlet kurumları Batı'ya göre yeniden düzenleniyor­du Tanzimat Fermanı ile Osmanlı padişahı ilk kez kendi gücü­nün üstünde kanun gücü olduğunu kabul etmiştir Padişahın yetkileri ve hakları sınırlandırılmıştır Tanzimat Fermanı, Osman­lı Devleti'nin anayasal düzene geçişinin ilk aşamasıdır Tanzi­mat Fermanı ile ilk kez insan hakları konusunda yenilikler ya­pılmıştır Tanzimat devrinde 1845, 1847 ve 1849 tarihli iradeler ile 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi toprakta özel mülkiyete ge­çişi sağladı 1840 ve 1851 tarihlerinde hazırlanan ceza kanun­larıyla Batılı hukuk anlayışı Osmanlı ülkesine girdi Yeni bir ad­liye teşkilatı kuruldu, bunlar şer'î dâvaların dışında kalan davalara bakacaklardı

Rüştiye mektepleri açıldı Eğitim işlerini bir programa bağla­mak amacı ile Muvakkat Meclis-i Maarif adlı bir komisyon ku­ruldu Maarif-i Umumiye Nezareti kuruldu, 1846'da Darülfünun'un (üniversite) temeli atıldı Rüştiye mekteplerine öğretmen yetiştirmek için Dârülmuallimin açıldı Lise düzeyinde öğretim yapacak olan Dârülmaarif kuruldu Yüksek öğretimde okutula­cak ders kitaplarının hazırlanmasını da amaç edinen Encümen-i Dâniş adlı ilk Osmanlı ilimler akademisi oluşturuldu 1858'de memur yetiştirmek üzere Mülkiye Mektebi kuruldu Ordu teşkila­tı yeniden düzenlendi Mülkî ıslahatın uygulanması için her böl­genin ihtiyaç ve özelliklerinin belirlenmesine çalışıldı

Mustafa Reşit Paşa'nın 1858'de ölmesinden sonra 1871 tarihi­ne kadar devlet idaresini elinde tutan Âli Paşa çekingen ve ih­tiyatlı mizacı ile Batılılaşma hareketlerini yavaşlattı Ancak yine de geçen zaman içinde yapılan yenilikleri benimseyen bir aydın kesim yetişmiş oldu

Tanzimat Dönemi aydınları, sorunların yalnızca meşrutî bir yö­netimle çözülebileceğine inanıyorlardı Jön Türkler adı verilen bu aydınlar, "hürriyet, adalet, eşitlik" gibi düşünceleri savunu­yorlar ve yapılan yenilikleri yeterli görmüyorlardıAli Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi, Ahmet Mithat Efendi gibi şair ve yazarlar ile Mithat Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Süley­man Paşa gibi devlet adamları da bu aydınlar arasındaydı Pa­dişah Abdülaziz, bu aydınları baskıcı yöntemlerle susturmak is­tedi Bunun üzerine Jön Türklerin çoğu yurt dışına kaçtı Bu ay­dınlar çalışmalarını yurt dışında sürdürdüler

Batılılaşma sürecinde, 1832'de kurulan "Tercüme Odası"nın önemli bir yeri vardır Osmanlı Devleti ile Batı arasında artan ilişkiler 19 yüzyılın başlarında acil olarak daha çok tercüman ihtiyacı doğurmuştu Bu ihtiyaç tercüman olarak kullanılan Rumların Osmanlı Devleti'ne ihanet ettiklerine yönelik şüpheler yüzünden görevlerinden uzaklaştırılmalarıyla birlikte daha da arttı Bunun üzerine Türkler arasında Batı dillerini öğrenmek teşvik edildi İşte Tercüme Odası, Bab-ı Ali'de bu amaçla kurul­muştu Tercüme Odası, bir yandan Avrupa'da görev yapacak elçilerin, diğer yandan yeni bürokrasinin yetişme yeri olarak önemli bir fonksiyon üstlenmiştiAli Paşa, Saffet Paşa ve Fu­at Paşa, bir okul özelliği taşıyan bu ocakta yetişti Devletin önemli makamlarına burada yetişen ve dil bilen kişiler getirile­rek, bir anlamda özel bir sınıf oluşturuldu Ayrıca Tercüme Odası'ndan yetişenlerin Batı edebiyatından yaptıkları çeviriler, Tan­zimat Dönemi Edebiyatı'nın oluşumuna katkı sağladı


başarılar dilerim :)