Cevap :

Gözyaşı kimi zaman üzüntünün, kimi zaman da sevincin bir ifadesi olarak akar. Bazen de insandaki kalb inceliğinin bir emaresi olarak boşalır. Gözyaşlarımız, ruhun penceresi olan ve yalan söylemeyen gözlerimizin, iç dünyamızdan dışa açılan bir dili oluverir âdeta. Gözyaşının kalb ve ruha dâir verdiği mesajlar yanında, bedene dâir verdiği mesajlar da vardır.a

Gözyaşının fonksiyonlarını tam olarak yerine getirebilmesi ve insanların rahat bir şekilde dünyayı seyredebilmesi için, gözyaşı salgılayan bezlerle göze ait diğer yapıların tam bir uyum ve ahenk içinde çalışması gereklidir. Gözyaşı sistemi dikkatle incelendiğinde, ondaki mükemmellik daha iyi anlaşılacaktır.

Gözyaşı üretiminde işletilen mu’cize bir sistem!

Gözden çıkıp yanaklardan aşağı süzülen sıvı, sadece bir su damlası değildir. Gözyaşı üretim sistemi; lipid (yağ) tabaka, aköz (sıvı) tabaka ve müsin olmak üzere üç tabakadan yapılmıştır. Gözyaşının tam olarak vazifesini yapabilmesi için bu tabakaların her birine ehemmiyetli vazifeler yüklenmiştir. Bu tabakaların herhangi birinde meydana gelebilecek bir eksiklik kornea (gözün saydam tabakasında) ve konjonktiva (dışardan gözü saran zar yapısı) tabakasında gözün kaybedilmesi dahil çeşitli seviyelerde rahatsızlıklara yol açabilir.

Göz kapağının kenarına yerleştirilmiş olan Meibomius ve Zeis bezlerinden salgılatılan 0,1 mikron kalınlığındaki lipid tabakası, sistemin en dış kısmında yer alır. Gözyaşı damlasının yüzey geriliminin düşük olması, lipid tabaka vasıtasıyla sağlanır; ayrıca lipid tabakası gözyaşının gözün bütün yüzeyine ince bir film gibi yayılmasına vesile olur. Böylece gözyaşının göz kenarlarında aşırı miktarlarda birikmesi engellenir. En önemlisi de lipid tabaka vasıtasıyla meydana getirilen düzgün satıh net görmeye katkıda bulunur. İnce bir film şeklinde yaratılan lipid tabakası, bir diğer fonksiyonu olarak gözyaşının buharlaşmasının geciktirilmesinde de rol oynar. Lipid tabakasının yetersiz olması durumunda ise, yüzey gerilimi artar ve gözyaşının göze düzgün ve eşit dağılımında problemler görülür ve bu da görme kalitesinde azalmaya yol açar. Ayrıca gözyaşı çok çabuk buharlaşması neticesi, gözün çabuk kurumasına sebep olur.Gözün üst dış tarafında yer alan gözyaşı bezinin çalıştırılması için gerekli emirler, yedinci kafa siniri vasıtasıyla gönderilir. Bu bez, salgısını kanalcıklar yoluyla üst kapağın iç kısmına gönderir. Gözün konjunktivası içine yerleştirilmiş yardımcı gözyaşı bezleri, gözün normal gözyaşı salgısının üretiminde birlikte rol alırlar. Gözümüze zarar verebilecek kuru, sıcak, rüzgârlı havalarda ve benzeri durumlarda Rahmeti Sonsuz’un verdiği refleks fonksiyonuyla gözyaşı salgısı artırılabilir. Üç tabakalı gözyaşı sisteminin asıl bileşeni olan aköz tabakası yaklaşık 8 mikron kalınlıkta yaratılmıştır. Görme fonksiyonunu yerine getirebilmesi yaratılış kanunları gereği korneanın damarsız ve su bakımından fakir (dehitrate) bir yapıda olmasını gerektirir. Damarsız yapıdaki korneanın, glikoz ve ihtiyacı olan diğer besin maddeleri, gözyaşından ve göz içi sıvısından sağlanırken oksijen ihtiyacı da, gözyaşı vasıtasıyla atmosferdeki oksijenden difizyonla temin edilir. Bunun yanında, miktarları uygun bir şekilde ayarlanmış elementlerle (sodyum, potasyum ve klor iyonları) gözyaşının osmotik basıncı (302 miliosmol/litre) ayarlanır. Kornea’nın sudan arındırılmasında bu hassas osmotik basınç önemli rol oynar. Gözyaşının pH değerinin 6,5-7,6 aralığında kalmasına vesile olan maddeler (en önemlisi bikarbonat iyonu) aköz tabakasında uygun miktarlarda bulunmaktadır. pH değerinin bu hassas dengede tutulmasının bir hikmeti, kendi gözyaşımızın gözümüzü yakmaması ve ferah tutulmasını sağlamaktır. Mikroplara karşı gözü korumada vazifeli laktoferrin, lizozim gibi maddeler ve antikorlar (özellikle immunglobulin A) ile demir, bakır, magnezyum, kalsiyum, fosfat iyonları ve laktat, sitrat, askorbat ve aminoasitler gibi pek çok molekülü de rahmetin bir tecellisi olarak gözyaşı içine yerleştirilmiştir. Bütün bunlar gözyaşının basit bir sıvı olmadığının delilleridir.


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/biyoloji/261928-gozyasi-nedir-nasil-olusur.html#ixzz296VK3oJ5
Gözyaşı kimi zaman üzüntünün, kimi zaman da sevincin bir ifadesi olarak akar. Bazen de insandaki kalb inceliğinin bir emaresi olarak boşalır. Gözyaşlarımız, ruhun penceresi olan ve yalan söylemeyen gözlerimizin, iç dünyamızdan dışa açılan bir dili oluverir âdeta. Gözyaşının kalb ve ruha dâir verdiği mesajlar yanında, bedene dâir verdiği mesajlar da vardır
Gözden çıkıp yanaklardan aşağı süzülen sıvı, sadece bir su damlası değildir. Gözyaşı üretim sistemi; lipid (yağ) tabaka, aköz (sıvı) tabaka ve müsin olmak üzere üç tabakadan yapılmıştır. Gözyaşının tam olarak vazifesini yapabilmesi için bu tabakaların her birine ehemmiyetli vazifeler yüklenmiştir. Bu tabakaların herhangi birinde meydana gelebilecek bir eksiklik kornea (gözün saydam tabakasında) ve konjonktiva (dışardan gözü saran zar yapısı) tabakasında gözün kaybedilmesi dahil çeşitli seviyelerde rahatsızlıklara yol açabilir.