Cevap :

TİRANLIK

 

Orijinal anlamında (Eski Yunan'da), son zamanlarındaki örneklerine diktatörlük an­lamı verilen otorite türünü belirtiyordu. Da­ha açıklıkla, bir tiran hukuki olarak bir kraluı olmadığı yerde yönetimde kralla ilgili (Monteye sahip olan kişiydi. Yunanlı yazar­ların ara sıra "iyi tiranlar"dan bahsetmesi, kelimenin tamamen zalimlik anlamında ol­madığını gösterir.

Diğer bağlamlarda uranlık genelde bas­kıcı ve zalimce davranış anlamındadır. Bu­nunla birlikte mamafih, çoğunlukla konu­şanın onaylamadığı herhangi bir hükümet uranlıkla koşut görülür. Yönetmenin en uy­gun yolu üzerinde evrensel bir anlaşma (ka­bul) olmadığından, böylesi bir tanımdan konuşanın tercihleri konusunda bir bilgi­miz olmadan, gündemdeki hükümetin dav­ranışları hakkında fazla bilgi elde edeme­yiz. Otoriteyi yürütme tarzına, bunu kulla­nan kişilere ve bunun meydana geldiği dev­lete karşı tiran kelimesinin ayrım gözcü 1-• meden uygulanması, daha fazla karmaşaya yol açar.

Tirankk çok sık bir şekilde aşın şiddette cezalandırmaya başvuran otoriteyi kullan­ma tarzıdır'. Bir tiran, böylece tanımlanmış olduğu gibi, cezaların önceden konulan ku­ralları takip edip etmemesine ve anlaşıla­maz bir şekilde verilip verilmemelerine gö­re, düzenli ya da değişken olabilir.

Tiranhk bu anlamda çeşitli yönetim tür­leriyle mukayese edilebilir: Otokratik-dev-rimci (örneğin Robespierre) ya da gelenek­sel (örneğin Korkunç İvan) tür; oligarşik (örneğin S par lak üs) ve hatta çoğunluğun azınlık tak ileri tiranlaştırdığı demokratik (örneğin Floransa'da Savonarola'nın de­mokratik ve kademeli rejiminin günahkâr­lara ve muhaliflere davranışı) tür. Aynı şey daha küçük sosyal birimler için de doğru­dur.

Tiranlığı tanımlarken, sadece bunun bir derece meselesi olduğunu değil aynı zamanda herhangi bir sosyal birimin farklı ke­simlerinde varolan şartların değişebilece­ğini de zihnimizde tutmalıyız. Bunu göster­mek gerekirse: Rusya'da, Peter soyluları, soylular da köylüleri tiranlaşurdı; Öte yan­dan aynı dönemde Polonya'da soylular üze­rinde bir kraliyet tiranlığı sözkonusu bile değildi, ama soyluların köylüler üzerindeki yönetimi şüphesiz uranlıktı. Bir bütün ola­rak İngiliz adalarının ondokuzuncu yüzyıl­daki yönetimi bir Uranlık olarak tanımlana­maz, ama şehirlerdeki fakirlerin ve İrlanda­lı köylülerin uranlık akında yaşadığı öne sürülebilir.

Despotizm mutlak surette tiranlığı ge­rektirmez, ama buna rağmen şüphe götür­meyecek surette tiranlığı çağrıştırır. Eğer despot halkına karşı iyiniyetli bir konum-daysa ve otoritesi tehdit edilmiyorsa, uran­lık olmadan despotizm ortaya çıkabilir. Marcus Aurelius'un saltanatı bu tür bir yö­netimin olanaksız olmadığını ispatlamak­tadır.

(SBA) Bk. Despotizm

TİRANLIK 

Orijinal anlamında (Eski Yunan'da), son zamanlarındaki örneklerine diktatörlük an­lamı verilen otorite türünü belirtiyordu. Da­ha açıklıkla, bir tiran hukuki olarak bir kraluı olmadığı yerde yönetimde kralla ilgili (Monteye sahip olan kişiydi. Yunanlı yazar­ların ara sıra "iyi tiranlar"dan bahsetmesi, kelimenin tamamen zalimlik anlamında ol­madığını gösterir.

Diğer bağlamlarda uranlık genelde bas­kıcı ve zalimce davranış anlamındadır. Bu­nunla birlikte mamafih, çoğunlukla konu­şanın onaylamadığı herhangi bir hükümet uranlıkla koşut görülür. Yönetmenin en uy­gun yolu üzerinde evrensel bir anlaşma (ka­bul) olmadığından, böylesi bir tanımdan konuşanın tercihleri konusunda bir bilgi­miz olmadan, gündemdeki hükümetin dav­ranışları hakkında fazla bilgi elde edeme­yiz. Otoriteyi yürütme tarzına, bunu kulla­nan kişilere ve bunun meydana geldiği dev­lete karşı tiran kelimesinin ayrım gözcü 1-• meden uygulanması, daha fazla karmaşaya yol açar.

Tirankk çok sık bir şekilde aşın şiddette cezalandırmaya başvuran otoriteyi kullan­ma tarzıdır'. Bir tiran, böylece tanımlanmış olduğu gibi, cezaların önceden konulan ku­ralları takip edip etmemesine ve anlaşıla­maz bir şekilde verilip verilmemelerine gö­re, düzenli ya da değişken olabilir.

Tiranhk bu anlamda çeşitli yönetim tür­leriyle mukayese edilebilir: Otokratik-dev-rimci (örneğin Robespierre) ya da gelenek­sel (örneğin Korkunç İvan) tür; oligarşik (örneğin S par lak üs) ve hatta çoğunluğun azınlık tak ileri tiranlaştırdığı demokratik (örneğin Floransa'da Savonarola'nın de­mokratik ve kademeli rejiminin günahkâr­lara ve muhaliflere davranışı) tür. Aynı şey daha küçük sosyal birimler için de doğru­dur.

Tiranlığı tanımlarken, sadece bunun bir derece meselesi olduğunu değil aynı zamanda herhangi bir sosyal birimin farklı ke­simlerinde varolan şartların değişebilece­ğini de zihnimizde tutmalıyız. Bunu göster­mek gerekirse: Rusya'da, Peter soyluları, soylular da köylüleri tiranlaşurdı; Öte yan­dan aynı dönemde Polonya'da soylular üze­rinde bir kraliyet tiranlığı sözkonusu bile değildi, ama soyluların köylüler üzerindeki yönetimi şüphesiz uranlıktı. Bir bütün ola­rak İngiliz adalarının ondokuzuncu yüzyıl­daki yönetimi bir Uranlık olarak tanımlana­maz, ama şehirlerdeki fakirlerin ve İrlanda­lı köylülerin uranlık akında yaşadığı öne sürülebilir.

Despotizm mutlak surette tiranlığı ge­rektirmez, ama buna rağmen şüphe götür­meyecek surette tiranlığı çağrıştırır. Eğer despot halkına karşı iyiniyetli bir konum-daysa ve otoritesi tehdit edilmiyorsa, uran­lık olmadan despotizm ortaya çıkabilir. Marcus Aurelius'un saltanatı bu tür bir yö­netimin olanaksız olmadığını ispatlamak­tadır.

(SBA) Bk. Despotizm