Cevap :
Başlıca Ölçme Çeşitleri
Varlıkların veya ölçmek istediğimiz niteliklerin ölçülmesi, dolaylı (endirekt) ve dolaysız (direkt) olmak üzere iki şekilde olur. Ölçmede kullanılan ölçek ya da birime göre, elde edilen sonuç mutlak (kesin) veya bağıl (izafî) olabilir. Bu yönden de ölçme, mutlak ve bağıl olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Böylece ölçmeyi, yapılış şekline göre dolaylı ve dolaysız, kullanılan birim ve elde edilen sonuca göre de, mutlak ve bağıl olarak çeşitleyebiliyoruz.
Dolaylı ve dolaysız ölçme: Çoğunlukla, ölçülecek varlık ya da özellik, kullanılan araçla doğrudan ölçülebildiği halde, bazı hallerde varlığın kendisini doğrudan ölçmek mümkün olmamaktadır.
Mutlak ve bağıl ölçme : Bir uzunluk veya ağırlık söylendiği zaman herkes tarafından anlaşılan ve şüphe uyandırmayan bir kesinlik vardır. Bu şekil ölçmelere mutlak ölçme denir.
1- Mutlak ölçmede başlangıç noktası sıfırdır. Bağıl ölçmelerde, sıfır yokluğu göstermez.
2- Mutlak ölçme, her yerde ve herkes tarafından aynı anlamı taşır. Bağıl ölçmenin herkesçe kabul edilen kesin bir anlamı yoktur.
Ölçmede Hassaslık ve Hata Kavramı
Bir ölçme işleminde hatayı en az seviyeye indirebiliriz. Fakat, aracımız çok hassas bile olsa, tamamen hatasız bir ölçmeyi kolay kolay yapamayız.
Her ölçmede mutlaka hata payı vardır. Bu hata ölçme yönteminden, ölçmeyi yapan bireyden, ölçme yapılan ortamdan vb. olabilir.
Eğitimdeki ölçmelerde hatadan sakınmak için, hata kaynakları ve bu kaynakların ölçme sonuçlarını nasıl etkilediği bilinmelidir.
1- Ölçmeyi yapan kişiden gelen hatalar; Bireylerin, ölçme konusu ile ilgili bilgi ve becerilerinin noksan ve farklı oluşundan dolayı, herkes aynı derecede hassas bir ölçme yapamaz.
2- Ölçme aracından gelen hatalar; Bir araç ne kadar iyi yapılırsa yapılsın, zamanla hassaslığı bozulabilir.
3- Ölçen kişinin ve ölçme aracının çevre ile etkileşiminden doğan hatalar; Özellikle insanla ilgili ölçme çalışmalarında bu durum daha çok etkili olur. Ölçen kişi ile, ölçülen kişinin etkileşmesi, ölçme sonucunu olumlu ve olumsuz şekilde etkileyebilir.
4- Kaynağı belli olmayan hatalar; Kaynağı iyi bilinmeyen, ölçmeciye veya ölçme aracına bağlı olan ve ölçme sonuçlarına gelişigüzel yansıyan hatalara tesadüfi hatalar denir.
Bir aracın ölçülmek isteneni doğru olarak ölçmesi, bu aracın geçerli olduğunu gösterir. Her uygulanışta aynı sonucu vermesi de onun güvenilir olduğuna işarettir. İnsanın ruhsal yönü ile ilgili nitelikleri, birbirinden tam olarak ayırmak mümkün olmadığı gibi, bu niteliklerin birbirlerini etkilemesi ölçme işlemini daha da zorlaştırır. Bunun için de, eğitim ve öğretimde kullanılan ölçme araçlarının geçerliliği ve güvenilirliği tam değildir.
Değişkenler
Ölçülecek olan durum ve niteliklere genellikle obje denmektedir. Varlık ve olaylar arasında değişiklik gösteren objelere de değişken denir. Boy, ağırlık, renk, sıcaklık, basınç, zekâ hepsi birer değişkendir. Değişkenlerin bir kısmını sayılarla gösterebildiğimiz halde (boy, ağırlık, sıcaklık, yaş gibi), bazılarını ancak özellik olarak belirleyebiliyoruz. Bu nedenle değişkenler ikiye ayrılırlar.
1. Nicel değişkenler
2. Nitel değişkenler
Nicel değişkenler sayılarla gösterilebilen değişkenlerdir. Nitel değişkenler ise, kalite ve çeşit yönünden ifade edilebilirler. Cinsiyet, renk, din, ilgi, davranış gibi. Bunlar sıfatlarla gösterilirler. Bu bakımdan nitel değişkenler, ölçmeden çok gruplama, sıralama ve derecelemeye uygun düşerler. Nicel değişkenler, her çeşit ölçme araçları ile ölçülerek sayısal olarak belirlenirler. Nitel değişkenleri bu şekilde ölçme olanağı yoktur. Ancak, aynı özelliklere sahip olanlar gruplanır, grupların frekansı bulunarak sonuç sayı ile gösterilebilir. Bu da ölçme değil bir sayma olur.