Cevap :

Felsefi çalışmayı, derin bir düşünme (reflexion) çalışması olarak tanımlayarak felsefenin bir araştırma oldugu, bir şeye sahip olma olmadıgı görüşünü iyi ifade etmiş oluruz. Derin düşünme (ré-flexion), sahip oldugu bilgileri soruşturma konusu yapan zihnin bir çeşit kendi üzerine dönme hareketidir. Hayatla ilgili deneyimimiz bize bir sürü izlenim ve görüş kazandırır. Bir meslegi icra etme, bilimsel bilgi bize daha tam ve daha kesin bilgiler saglar. Ancak hayata ilişkin deneyimimiz ne kadar zengin, bilimsel veya teknik bilgilerimiz ne kadar derin olursa olsun, bunların hiçbiri felsefenin yerini tutmaz. Filozof olmak, bu bilgi üzerine düşünmek, kendini sorgulamak, soruşturmak demektir. Felsefeyi derin düşünme olarak tanımlamak, onda birinci dereceden degil, ikinci dereceden bir bilgiyi, yani bilginin bilgisini görmek demektir.

Felsefi derin düşünmenin modeli, Sokratesçi alay (ironie), yani gerçekte soru sorma, sorgulamadır. Platon’un Menon adlı diyalogunda Sokrates, Menon’u erdem konusunda sorguya çeker. Menon’un hayat ve ahlak konusunda belli bir deneyimi vardır. Erdem kavramı onun bildigi birşeydir. "Onun hakkında konuşmamda bir zorluk yok!" der. Sokrates, onu, erdemi tanımlama konusunda sıkıştırınca Menon tereddüt etmeksizin "Erdem insanlara hükmedebilme yeteneginden ibarettir" cevabını verir. Sokrates buna, çocuklar ve kölelerin de erdemli olabilecekleri, ancak onların hükmetme gücüne sahip olmadıklarını belirterek itiraz eder. Menon yukarıdaki sözlerinde ancak digerleri arasında erdemin bir örnegini vermiştir, onun tanımını ortaya koymamıştır. O zaman kavram, yani "erdemi tüm kapsamında göz önüne alan genel fikir" düzeyine yükselerek Menon erdemli olmanın "iyi şeyleri isteme" oldugunu söyler. Sokrates altın ve gümüşün de iyi şeyler oldugunu, ama onların peşinden koşan kişinin ancak adalet ve dindarlıga uygun bir tarzda davranması durumunda erdemli oldugunu hatırlatır. Görüldügü gibi Menon’un cevapları her seferinde Sokrates’in yeni sorularına yol açmaktadır. Sokrates’in, "Ben ancak tek bir şeyi biliyorum, o da hiçbir şey bilmedigimdir" demesine karşılık Menon bildigini sanmaktaydı. Böylece Sokrates, bilgilerinden emin olarak onun saflıgıyla eglenen insanlara en safça soruları yöneltmekten vazgeçmez. Ancak kısa bir süre sonra Sokrates’in soruları onları rahatsız etmeye başlar; onlar kendi düşüncelerindeki çelişkileri görürler ve hiçbir şey bilmediklerini fark ederler. Görüldügü gibi Sokrates Menon’a hiçbir bilgi aktarmaz, sadece sorular sormakla yetinir. Burada derin düşüncenin konusu Sokrates’in bilgisi degildir, Menon’un bilgisidir. Menon hiçbir şey ögrenmez, sadece yogun bir şekilde düşünür. Keşfettigi problemler aslında daha önceki deneyimi ve bilgisi içinde mevcut bulunmaktadır.