Cevap :
Deyimler de, atasözleri gibi atalarımızdan kalan en değerli arma*ğanlardan biridir. Deyimler başlangıçta bir kişinin yaratışıdır, anlam*sal ya ela dilsel özellikleri yüzünden beğenildiği, kullanıldığı ortam ve bağlamlarda sözü çarpıcı olarak belirttiği için halkça benimsenmiş, tu*tulmuş; konuşma ve yazıda yinelene yinelene günümüze değin gele*bilmiştir. Yeni durumlar, yeni koşullar, Türkçe’nin kullanım özelliklerini kuyumcu ustalığı İle İşlemesini bilen sanatçıların dile özel tasarruftan, hemen her dönemde dile yeni deyimlerin katılmasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra kimi deyimler ancak sınırları belirli bir bölgede kullanım olanağına kavuşmuş; kimi deyimler kullanımdan düşerek dilin genel çevriminden çıkmıştır.
Deyimler de atasözleri gibi kamunun malıdır, yani yaratıcıları bugün belli değildir. Gerçekte de bilinmesi,pek büyük bir anlam taşımamaktadır.
Deyim niteliği taşıyan bir söz öbeğinin anlamsal yükü, hangi ortam ve durumlarda kullanılacağının belirginlik kazanması ve dilsel beğeniye yatkınlığı, yaygınlığını, kullanılabilirliğini sağlayabiliyorsa, deyimleşmemesi için hiçbir neden yoktur.
1. Birden fazla sözcükten oluşmuşlardır.
2. Çoğunlukla bir anlam kayması (mecaz) söz konusudur.
3. Cümle içinde anlatıma çekicilik kazandırır.
4. Deyim kalıbı aynen kullanılmalıdır.
a) Sözcüklerin yerini değiştiremeyiz.
b) Deyimi oluşturan sözcüklerin eşanlamlısını kullanamayız.