Cevap :

Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir konuyu söz veya yazıyla bildirme, ifade etme işine anlatım diyoruz.
Duygu ve düşüncelerimizi gelişigüzel anlatamayız. Söze veya yazıya başlarken belli bir amacımız vardır. Anlatıma yön veren amaçları şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Amacımız, bir şeyi açıklama, bir fikri aydınlatma, herhangi bir durumu inceleme, bir kavramı veya terimi tanımlama, bir konu hakkında bilgi verme vb. olabilir.
2) Amacımız, okuyucumuz ya da dinleyicimizin bir konu hakkındaki duygu, düşünce veya kanaatlerini değiştirmek olabilir.
3) Amacımız, okuyucumuz ya da dinleyicimizin, bizim gördüklerimizi, duyduklarımızı bizimle birlikte yaşamasını sağlamak olabilir.
4) Amacımız, okuyucumuz ya da dinleyicimizi bir olayın, durunun içerisine çekme; bunları oluş, gelişme ve sonuç gibi zaman sırasına göre anlatmak olabilir.

DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI Hangi anlatım biçimiyle olursa olsun, amacı­mız fikirlerimizi, duygu veya kurgularımızı başka­larına aktarmaktır. Bunu bazı tekniklerden yarar­lanarak yaparız. Bunlara "düşünceyi geliştirme yolları" diyebiliriz.   Bu yolların başlıcalan şu şekilde sıralanabilir: -Tanımlama -Örnekleme -Karşılaştırma -Tanık Gösterme / Alıntılama -Sayısal Verilerden Yararlanma -Somutlama -Soyutlama -Düşsel Öğelerden Yararlanma 1.   TANIMLAMA Kavramın ne olduğunu, nitelikleri veya nice-likleriyle açıklama yoludur. Ele aldığımız konunun kavramlarını "tanımlama" yoluyla aydınlatırız. Tanımlamalarda "......nedir / kimdir?" soru­larına cevap verilir. "Edebiyat nedir?" gibi. Tanımlamada bir anlam yoğunlaştırması var­dır. Okuyucunun anlatılana bakışı ve düşünüşü bu noktada odaklaşır. ÖRNEK: Gözlem: görme, işitme, koklama, tatma ve do­kunma organlarımızla dış dünyadan sağladığımız duyumların tümüdür. İnsanları, varlıkları, olayları yani yaşamı tanımak ve kavramak istiyorsak, gözlem yapmak zorundayız. Kuşkusuz, başarılı konuşmak ve yazmak da yaşamı tanımakla, gide­rek bilgili olmakla gerçekleşir. Yukarıdaki parçada yazar "gözlem" kavramı üze­rinde durmaktadır. Altı çizili bölüm "Gözlem ne­dir?" sorusuna cevap vermektedir. ÖRNEK: Sanat, insandaki yaratma eğiliminin eyleme dö­nüşmesi olayı: sanat yapıtı da. bu eylemin mad­deyi etkileyerek ona verdiği biçim ve düzendir. Bu eylem, kendinde başlar, kendinde biter. Sana­tı öbür yaratmaya dönük eylemlerden ayıran te­mel farklılık buradadır. Bu parçada yazar; "sanat" kavramını tanımlamış, sanatın diğer eylemlerden farkını dile getirmiştir. Tanımlama iki şekilde yapılır: a) Nesnel Tanımlama: Herkes için aynı olan, varlığın gerçek özellik­lerini yansıtan tanımlardır: ÖRNEK: Herhangi bir konuda belli bir görüşü, belli bir düşünceyi savunan, yazılara makale denir. Yaşamı en gerçek ve geniş boyutlarıyla ele alan, yaşanan veya tasarlanan, insanı, toplu­mu, karakterleri, görenekleri inceleyen; duy­guları, tutkuları çözümleyen uzun yazılara roman denir.  Korku, bilinçaltı birikimlerinin geçmiş yaşan­tılarla karşılaşıp bireyin bakış açısında tedir­ginliğe yol açmasıdır. b) Öznel Tanımlama: Kişiden kişiye değişebilen göreceli tanımlar­dır. ÖRNEK: Zaman bir kandırmacadır. Sizi ağına düşürmek için fırsat kollayan örümcek gibi etrafınızda dö­nüp durur. Sizden yana olduğuna inanmanıza ne­den olur; oysa zaman hep aleyhimizedir. Zamana yenik düşmekten başka bir seçeneğimiz de yok üstelik. Zamanın efendi olduğunu, tüm evren dü­zeni içinde yer alan varlıkların da onun kölesi ol­duğunu kabul etmek en doğrusu galiba. Yukarıdaki parçanın ilk cümlesinde yazar, "za­man" olgusunu öznel bir tanımla vermiştir.   Bir kavramın tanımı farklı biçimde yapılabilir: ·        Bir kavram, özel ve değişmez nitelikleri belirtilerek tanımlanabilir: Bakteri; toprak­ta, suda, canlılarda bulunan, mayalanmaya, çürümeye ya da hastalıklara yol açan, küre­sel, silindirimsi veya kıvrık biçimde olan, çok basit yapılı, bölünme yoluyla çoğalan, kloro­filsiz, tek gözeli canlıdır. ·        Bir kavram, işlevi (görevi) belirtilerek ta­nımlanabilir: Anahtarlık, anahtarların yitme­sini önlemek, kolayca kullanılmalarını sağla­mak için takıldıkları deri, maden ve benzeri şeylerden yapılmış halkadır. Bir kavram hem özellikleri hem işlevi be­lirtilerek tanımlanabilir: Liman, gemilerin yük almalarına ya da yük boşaltmalarına, yolcu İndirip bindirmelerine uygun kuruluşla­rı bulunan, barınmalarına yarayan doğal ve­ya yapay sığınaktır.