Cevap :
Sakarya Savaşı Kısaca
Mustafa Kemal Başkomutan olduktan sonra milleti bütün gücüyle savaşa sokabilmek için Tekalifi Milliye emirleri yayımladı. Halkın elindeki yiyecek ve giyecek maddeleri ile yatak-yorgan, kap-kacak, taşıt araçları, binek hayvanları, at, mıh, eğer takımları ve benzeri gibi savaş için gerekli her türlü malzemenin belli bir kısmının ordu emrine verilesini öngören bu emirleri uygulamak için de Tekalıfı Milliye komisyonları kuruldu. Başkomutanlık karargahı Polatlı dolaylarında Alagöz köyünde kurulmuştu. Mustafa Kemal Paşa, Kütahya ve Eskişehir savaşlarından sonra bir süre duraklamış olan Yunan ordusunun kesin sonuç almak arzusu ile pek yakında harekete geçeceğine inanıyordu. Gerçekten Yunan ordularının başkomutanlığını üzerine alarak alarak İzmir’ e gelmiş olan Kral Konstantin’ in başkanlığında Kütahya’ da toplanan bir yüksek Şura ileri harekete devam ederek Türk ordusunu yok etme kararına varmıştı. Kral Konstantin ordularına yayımladığı günlük emirde hedef olarak Ankara’ yı gösteriyordu (15 Austoa 1921).
Türk başkomutanlığı Yunan kuvvetlerinin cephemizle ilişkiye girdikten sonra sol kanat üzerinden çevirme hareketine girişeceğini tahmin ederek ona göre tertibat almıştı. Yunan ordusu 23 Ağustos’ ta Türk savunma hatlarına şiddetli saldırıya başladı. Sakarya Meydan Savaşı başlamıştı. 22 gün ve 21 gece aralıksız devam eden bu savaşta Mustafa Kemal Ünlü ^^hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır^^ emrini vermişti. 23 Ağustos – 13 Eylül’ de Yunanlıların gücünün iyice azaldığını gören Mustafa Kemal Paşa sıkı gece yürüyüşleriyle sağ kanatta topladığı birlikleriyle karşı saldırıya geçti. O ana kadar savunma durumunda olan Türk kuvvetleri bütün cephede saldırıya başladılar. 13 Eylül’de Sakaryanın doğusunda Yunan askeri kalmamıştı.
20 Temmuz 1921'de işgal edilen Eskişehir'deki Yunan birliği Buradaki Savaşlar, İzmir-Bursa-Balıkesir-Kütahya-Eskişehir hattında gerçekleşti. Müttefik devletler tarafından 18 Nisan 1920'de Paris Sèvres banliyösünde ilan edilen Sevr Antlaşması Türkiye'den önemli bazı toprakların alınmasını ve Türk devletinin müttefikler kontrolü altında bir tür yarı-bağımsız statüde yönetilmesini öngörmekteydi. Türk tarafının anlaşmayı imzalamayı Misak-i Milliye'ye karşı bulduğu için müttefikler, Yunan ordusunu Anadolu içine sevk ettiler. Temmuz ayında Bursa, Ağustos'ta Uşak Yunanlılar tarafından işgal edildi. Yıl sonunda Yunan ordusu Eskişehir ve Kütahya ilini tehdit etmeye başladı. Bu sırada çıkan Çerkez Ethem İsyanı Türk savunmasını zor durumda bırakarak, Yunanlıların mevzilerini ilerletmesine yardımcı oldu.
Batı Cephesi komutanlığına atanan İsmet Bey, Ocak 1921'de Birinci İnönü Muharebesi ve Mart 1921'de İkinci İnönü Muharebesinde Yunan ilerlemesini durdurdu. İnönü zaferleri, milli ordu projesinin başarısını kanıtlayarak TBMM devletinin otoritesini pekiştirdi, Milli Mücadelenin nihai zaferine olan güveni sağladı. 27 Mart'ta Afyon'un kaybedilmesi bu zafer duygusunu ancak kısmen gizleyebildi. Temmuz 1921'de Yunan Kuvvetleri Garp Cephesi ordularını Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde yenilgiye uğratarak çevirme harekatıyla yok etmek üzereyken, komutayı bizzat ele alan Mustafa Kemal ve Fevzi Paşa, Türk askerlerini sür'atle geri çekerek Sakarya nehri kıyılarına çektiler.
Ancak 23 Ağustos - 13 Eylül arasında süren Sakarya Meydan Muharebesi ile Yunan taarruzu püskürtüldü. Bu zafer nedeniyle Mustafa Kemal Paşa'ya müşir (mareşal) rütbesi ve Başkumandan payesi verildi.