Cevap :
Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı arasındaki fark ve benzerlikler nedir?
HALK EDEBİYATIMIZIN AYDIN EDEBİYATINA ETKİLERİ
H. Harika Durgun
Sözlü edebiyat ve folklor edebiyatın kaynağıdır. Bizim edebiyatımız da böyle bir kaynaktan beslenmiş ve gelişmiştir.
Türk kültür hayatı üzerinde önce İslâm medeniyetinin sonra Batı medeniyetinin büyük tesirleri olmuştur. Bu kültür değişmeleri esnasında “millî” olan ile medeniyete ait olan unsurlar karşı karşıya gelmiş ve her kültür değişme hadisesinde aydınlarımız halk edebiyatı ile yeni medeniyetin unsurlarını kaynaştırmak istemişlerdir. Aslında ne İslâmiyet’in Türkler arasında yayıldığı dönemde ne de Tanzimat döneminde amaç halk edebiyatını edebiyatın kaynağı yapmaktır. Fakat aydınlarımızın devlet adamlarımızın halk edebiyatına yönelişleri pragmatiktir. Çünkü onlar dinî siyasî içtimaî fikirlerini halka yayarken halkın anladığı sevdiği edebiyattan faydalanmışlardır.
Türkler İslâmiyet’in kabulünden sonra bu medeniyetin tesiriyle yeni bir edebiyat oluştururken eski sözlü gelenekten gelen birçok unsuru korumuşlardır. Yani İslâmî unsurlar ile millî unsurlar bir aradadır. Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eseri bu iki unsurun başarıyla birleştirilmesine güzel bir örnektir. Bunun yanı sıra Edib Ahmet Yükneki’nin Atabetü’l Hakayık’ı Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügat-it Türk’üAhmet Yesevî’nin Hikmet’leri şiirleri Yunus Emre’nin şiirleri halk edebiyatından gelen unsurlarla İslâmî kültüre ait unsurların terkibinden meydana gelmiştir.
15. yy’a kadar yazılan eserlerde İslâm kültürü ile halk kültürü iyi bir şekilde temsil edilmiştir. Fakat Osmanlı şairleri Fatih ve özellikle Yıldırım Bayazıt devrinden sonra halka ve halk edebiyatına önem vermemişlerhalkı küçümsemişlerdir. Bunun sonucunda da Yüksek Zümre Edebiyatı mensupları kendilerine İran edebiyatını örnek alarak halk edebiyatından uzaklaşmışlardır. Divan şairleri her ne kadar halk şairlerine karşı kayıtsız kalsalar da halk edebiyatının birçok unsurundan faydalanmışlardır. Atasözlerine deyimlereTürk halk masallarına halk hikâyelerine bilmecelere divan şiirinde sıkça rastlamaktayız.
Edirneli Nazmi ile Tatavlalı Mahremi’nin temsil ettikleri Türkî-i Basit hareketi halk diline ve hayal sistemine yönelmede önemli bir adımdır. Fuad Köprülü bu açıdan Türkî-i Basit hareketini Milli Edebiyat cereyanının ilk belirtileri olarak kabul eder.
17. yy’da başlayan “Mahallileşme Cereyanı” ile beraber Halk edebiyatı ile Divan edebiyatı arasındaki mesafe azalmaya başlar. Nedim gibi klâsik bir şairin hece vezniyle bir türkü yazması dikkate şayandır. Mahallileşme cereyanının en önemli etkisi Divan edebiyatının yüzyıllar boyunca değişmeyen kurallarının bu cereyan ile ortadan kalkmasıdır. Mahallileşme cereyanı aynı zamanda yeni edebiyatın kurulmasına olanak sağlamış Milli Edebiyat mensuplarına yol gösterici olmuştur.
Tanzimat dönemine geçmeden Tanzimat’tan önceki nesrimizi etkileyen unsurlar üzerinde duracak olursak bunları şöyle sıralayabiliriz:
- İslâmiyet’in kabulünden sonra dinî bir hüviyet kazanan epik tür (Hamzanâme BattalnâmeDanişmendnâme Saltuknâme vb)
- Şark ve İslâm kültüründen tercüme edilen masal ve hikâyeler (Kelile ve Dinme Sibâdnâme TutinâmeBinbir Gece Masalları vb)
- Tanzimat dönemi romanını etkileyen meddah hikâyeleri (Sansar Mustafa Hançerli Hanım LetâifnâmeTayyarzâde Cevri Çelebi Tıflî ile Kanlıbektaş vb)
Bütün bunlar aydınlarımızın halk kültüründen ne yönde faydalandıklarını göstermesi bakımından önemlidir.
Tanzimat’ın ilânından sonra edebiyatımız Batı’dan gelen yeniliklere açık olsa da halk edebiyatının tesirlerine oldukça fazla yer vermiştir. “Toplum için sanat” prensibini kabul eden Tanzimat edebiyatı bir yönüyle halka dönüktür. Akif Paşa her ne kadar eski kültürümüzün bir temsilcisi sayılsa da hece vezni ve halk şiiri geleneğinin bütün kurallarına uyarak yazdığı mersiyesi ile yeni şiirin öncüsü olarak kabul edilmiştir. Günlük konuşma dilini gazeteye şiire ve tiyatroya getiren Şinasi halk diline düşüncesine ve edebiyatına bilinçli olarak yaklaşan aydınlarımızın başındadır. Tercüman-ı Ahvâl gazetesindeki yazılarıMüntahabat-ı Eş’ar’daki şiirleri Şair Evlenmesi adlı tiyatro oyunu ve Durûb-ı Emsâl-i Osmaniye isimli atasözü kitabı onun halk diline ve edebiyatına verdiği önemi göstermektedir.
Şinasi’den sonra Ziya Paşa da Halk edebiyatı hakkındaki fikirleriyle öne çıkmıştır. “Şiir ve İnşa” adlı makalesinde Divan şiirine karşılık Halk şiirini savunması ve şiirin kaynağını halkta bulması ortaoyununu Türk tiyatrosunun hareket noktası olarak kabul etmesi onun Halk edebiyatına yönelişinin tezahürleridir. Ethem Pertev Paşa’nın halk şiiri nazım şekilleri ile eser vermesi ve halk şiiri nazım şekilleriyle Batı nazım şekillerini birleştirme çabası da dikkat çekicidir.
Namık Kemal Halk edebiyatına Halk edebiyatı nazım şekillerine ilgi gösteren ve bazı şiirlerini bu edebiyatın tesiriyle yazan Tanzimat dönemi şairlerinden biridir. O aynı zamanda manzum tiyatroda da hece veznini öne çıkarmış ve Abdülhak Hamid’e hece veznini denemesini (Nesteren) tavsiye etmiştir.
H. Harika Durgun
Sözlü edebiyat ve folklor edebiyatın kaynağıdır. Bizim edebiyatımız da böyle bir kaynaktan beslenmiş ve gelişmiştir.
Türk kültür hayatı üzerinde önce İslâm medeniyetinin sonra Batı medeniyetinin büyük tesirleri olmuştur. Bu kültür değişmeleri esnasında “millî” olan ile medeniyete ait olan unsurlar karşı karşıya gelmiş ve her kültür değişme hadisesinde aydınlarımız halk edebiyatı ile yeni medeniyetin unsurlarını kaynaştırmak istemişlerdir. Aslında ne İslâmiyet’in Türkler arasında yayıldığı dönemde ne de Tanzimat döneminde amaç halk edebiyatını edebiyatın kaynağı yapmaktır. Fakat aydınlarımızın devlet adamlarımızın halk edebiyatına yönelişleri pragmatiktir. Çünkü onlar dinî siyasî içtimaî fikirlerini halka yayarken halkın anladığı sevdiği edebiyattan faydalanmışlardır.
Türkler İslâmiyet’in kabulünden sonra bu medeniyetin tesiriyle yeni bir edebiyat oluştururken eski sözlü gelenekten gelen birçok unsuru korumuşlardır. Yani İslâmî unsurlar ile millî unsurlar bir aradadır. Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eseri bu iki unsurun başarıyla birleştirilmesine güzel bir örnektir. Bunun yanı sıra Edib Ahmet Yükneki’nin Atabetü’l Hakayık’ı Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügat-it Türk’üAhmet Yesevî’nin Hikmet’leri şiirleri Yunus Emre’nin şiirleri halk edebiyatından gelen unsurlarla İslâmî kültüre ait unsurların terkibinden meydana gelmiştir.
15. yy’a kadar yazılan eserlerde İslâm kültürü ile halk kültürü iyi bir şekilde temsil edilmiştir. Fakat Osmanlı şairleri Fatih ve özellikle Yıldırım Bayazıt devrinden sonra halka ve halk edebiyatına önem vermemişlerhalkı küçümsemişlerdir. Bunun sonucunda da Yüksek Zümre Edebiyatı mensupları kendilerine İran edebiyatını örnek alarak halk edebiyatından uzaklaşmışlardır. Divan şairleri her ne kadar halk şairlerine karşı kayıtsız kalsalar da halk edebiyatının birçok unsurundan faydalanmışlardır. Atasözlerine deyimlereTürk halk masallarına halk hikâyelerine bilmecelere divan şiirinde sıkça rastlamaktayız.
Edirneli Nazmi ile Tatavlalı Mahremi’nin temsil ettikleri Türkî-i Basit hareketi halk diline ve hayal sistemine yönelmede önemli bir adımdır. Fuad Köprülü bu açıdan Türkî-i Basit hareketini Milli Edebiyat cereyanının ilk belirtileri olarak kabul eder.
17. yy’da başlayan “Mahallileşme Cereyanı” ile beraber Halk edebiyatı ile Divan edebiyatı arasındaki mesafe azalmaya başlar. Nedim gibi klâsik bir şairin hece vezniyle bir türkü yazması dikkate şayandır. Mahallileşme cereyanının en önemli etkisi Divan edebiyatının yüzyıllar boyunca değişmeyen kurallarının bu cereyan ile ortadan kalkmasıdır. Mahallileşme cereyanı aynı zamanda yeni edebiyatın kurulmasına olanak sağlamış Milli Edebiyat mensuplarına yol gösterici olmuştur.
Tanzimat dönemine geçmeden Tanzimat’tan önceki nesrimizi etkileyen unsurlar üzerinde duracak olursak bunları şöyle sıralayabiliriz:
- İslâmiyet’in kabulünden sonra dinî bir hüviyet kazanan epik tür (Hamzanâme BattalnâmeDanişmendnâme Saltuknâme vb)
- Şark ve İslâm kültüründen tercüme edilen masal ve hikâyeler (Kelile ve Dinme Sibâdnâme TutinâmeBinbir Gece Masalları vb)
- Tanzimat dönemi romanını etkileyen meddah hikâyeleri (Sansar Mustafa Hançerli Hanım LetâifnâmeTayyarzâde Cevri Çelebi Tıflî ile Kanlıbektaş vb)
Bütün bunlar aydınlarımızın halk kültüründen ne yönde faydalandıklarını göstermesi bakımından önemlidir.
Tanzimat’ın ilânından sonra edebiyatımız Batı’dan gelen yeniliklere açık olsa da halk edebiyatının tesirlerine oldukça fazla yer vermiştir. “Toplum için sanat” prensibini kabul eden Tanzimat edebiyatı bir yönüyle halka dönüktür. Akif Paşa her ne kadar eski kültürümüzün bir temsilcisi sayılsa da hece vezni ve halk şiiri geleneğinin bütün kurallarına uyarak yazdığı mersiyesi ile yeni şiirin öncüsü olarak kabul edilmiştir. Günlük konuşma dilini gazeteye şiire ve tiyatroya getiren Şinasi halk diline düşüncesine ve edebiyatına bilinçli olarak yaklaşan aydınlarımızın başındadır. Tercüman-ı Ahvâl gazetesindeki yazılarıMüntahabat-ı Eş’ar’daki şiirleri Şair Evlenmesi adlı tiyatro oyunu ve Durûb-ı Emsâl-i Osmaniye isimli atasözü kitabı onun halk diline ve edebiyatına verdiği önemi göstermektedir.
Şinasi’den sonra Ziya Paşa da Halk edebiyatı hakkındaki fikirleriyle öne çıkmıştır. “Şiir ve İnşa” adlı makalesinde Divan şiirine karşılık Halk şiirini savunması ve şiirin kaynağını halkta bulması ortaoyununu Türk tiyatrosunun hareket noktası olarak kabul etmesi onun Halk edebiyatına yönelişinin tezahürleridir. Ethem Pertev Paşa’nın halk şiiri nazım şekilleri ile eser vermesi ve halk şiiri nazım şekilleriyle Batı nazım şekillerini birleştirme çabası da dikkat çekicidir.
Namık Kemal Halk edebiyatına Halk edebiyatı nazım şekillerine ilgi gösteren ve bazı şiirlerini bu edebiyatın tesiriyle yazan Tanzimat dönemi şairlerinden biridir. O aynı zamanda manzum tiyatroda da hece veznini öne çıkarmış ve Abdülhak Hamid’e hece veznini denemesini (Nesteren) tavsiye etmiştir.
* Tanzimat Fermanının ilanından sonra bu edebiyatın tohumları serpilmeye başlamıştır.
* Batılı tarzda ilk eserler bu dönemde verilmeye başlanmıştır.
* Hak, adalet, özgürlük, vatan kelimeleri bu dönemde ilk defa kullanılmaya başlanmıştır.
* Tanzimat edebiyatı kendi arasında ikiye ayrılır.(Birinci-ikinci dönem)
* Yazı dilini halkın anlayacağı dile yakınlaştırmaya çalışmışlardır.
* Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarak görmüşlerdir.
* Toplumcu bir çizgi tutmaya çalışmışlardır.
* Divan edebiyatındaki "bölüm güzelliğine" karşın "konu bütünlüğüne, güzelliğine" önem vermişlerdir.
* Tanzimat birinci dönem sanatçıları(Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi) ikinci dönem sanatçılarına göre daha halkçı olmuşlardır.
* Divan edebiyatını eleştirmelerine rağmen onun etkisinden kurtulamamışlardır.
* Vatan millet, hak adalet, özgürlük gibi kavramlar ilk defa bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.
* Batılı anlamda ilk esereler bu dönemde verilmeye başlanmıştır.
* Toplumu bilinçlendirmek için edebiyatı bir araç olarak görmüşlerdir.
* Dilin sadeleşmesi gerektiğini söylemişler ancak pek başarılı olamamışlardır bu konuda.
* Roman, modern hikâye, tiyatro, gazete, eleştiri, anı bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.
* Bu dönemin sanatçıları aynı zamanda devlet adamı sıfatı da taşıyorlardı.
* Klasizim (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa) romantizm (Namık Kemal, Ahmet Mithat) den etkilenmişlerdir.
Not: Sanatçılarla ilgili daha detaylı bilgilere sanatçı ismi üzerinden ulaşabilirsiniz.
BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI SANATÇILARI ŞİNASİ (1826-1871)* Edebiyatımıza birçok yeniliğin yerleşmesini sağlamıştır.
* Asıl adı İbrahim'dir.
* İlklerin yazarıdır: İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, Batılı anlamda ilk fabl, ilk özel gazete, ilk makale, ilk noktalama işaretini kullanan kişidir.
* Halk için sanat görüşünü benimsemiştir.
* İlk tiyatro eserimizi: ŞAİR EVLENMESİ ni yazdı.
* İlk makaleyi yazdı: TERCÜMAN-I AHVAL MUKADDİMESİ
* İlk özel gazetesi çıkardı: TERCÜMAN- I AHVAL
* Eserleri: Durub u Emsalı Osmaniyye (Osmanlı Atasözleri Kitabı)
Tercüme i Manzume (Çeviriler)
Müntehabat -ı Eşar(şiirleri)
Divan-ı Şinasi
Tasvir i Efkâr
* Vatan şairimizdir.
* Toplumcu bir sanat çizgisindedir.
* Vatan, millet, özgürlük kelimelerini edebiyatta ilk kullanan kişidir.
* Tiyatroları oldukça ses getirmiştir. Tiyatroyu bir eğlence ve halkı bilinçlendirme aracı olarak görmüştür.
* Romantizmin etkisindedir.
* Eserleri: ilk tarihi romanımız; CEZMİ
İlk edebi romanımız ;İNTİBAH
Tiyatroları : Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihal, Kara Bela,Celalettin Harzermşah
Eleştiri eserleri: Renan Müdafenamesi, Tahrib-i Harabat (Ziya Paşa'ya karşı)
İrfan Paşa'ya Mektup, Takip
Diğer eserleri: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi, Evrak-ı Perişan