Cevap :
A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ
Günümüzde hızla gelişen teknoloji ve kentleşme insan yaşamını birçok yönden
etkilemektedir. Dünya üzerinde çeşitli kültürlerin yok olmasıyla beraber insanların eski
kültürel değerleri de hızla yok olmuştur. Dolayısıyla eski kültürel değerlerin saklanarak
korunması oldukça önem kazanmaktadır.
Bir ulusun kültür değerlerini en iyi yansıtan öğeler olan el sanatları, asırlar boyu
toplumların sanat anlayışlarını ve yaşam tarzlarını aktarmada etkin bir rol oynamıştır. Aynı
zamanda eğitim, bilim, teknik ve diğer alanlardaki gelişme düzeyi ile el sanatlarındaki
gelişme düzeyi paralellik göstermektedir.
Türk el sanatlarımızın hemen hepsi, halk sanatlarımız içinde önemli bir yerde ve
köklü bir geçmişe sahiptir. El sanatlarımız içinde geniş yer bulan yöresel bebek yapımı,
örücülük, değerli ve yarı değerli taş işlemeciliği, ağaç işlemeciliği ve gümüş kazaz
örücülüğü, ile yapılan sanat eserleri insanımızın duygu ve düşüncelerini yansıtmıştır.
Anadolu insanı parçaları birleştirmiş üzerine örtü yapmış, doğadaki bitkileri örerek
hem günlük yaşamına taşımış hem de kendine bir uğraş bir meslek edinmiştir. Yünü teriyle
yoğurarak keçe yapmış, kışın soğuktan kendini korumayı bilmiştir. Anadolu kadını
dokuduğu her halının ve kilimin desenlerine mana yükleyerek hüznünü, sevincini dileğini
motiflerle anlatmıştır.
Her ne kadar , sanayinin gelişmesiyle beraber, el sanatları yok olmaya yüz tutmuş
gibi görünse de teknoloji ile yarışını sürdürmeye devam etmektedir.
Dokumacılık konusunda belirleyici etken olan iklim şartları ve ihtiyaçlar, farklı
kültürlerde farklı malzemeyle dokumanın yapılmasına neden olmuştur.
Dokuma alanında kullanılan malzemeler önceleri dallar ve kamışlardır. Bunların
basit bir biçimde örülmesiyle başlayan süreçte, daha sonraki aşamalarda yün, pamuk, tiftik,
ipek, keten ve kenevir gibi bükülebilirliği, yumuşaklığı daha fazla olan malzemeler
kullanılmıştır.
Anadolu’da yapılan kirkitli dokumalarda motifleri geometrik desenler, bitki
motifleri, stilize edilmiş hayvan figürleri ile kûfi yazılar oluşturur. Bunlar zenginleşerek
günümüze kadar gelmiştir.
Nakış, dikişin dekoratif bir şekilde yapılmasından doğmuştur ve insanlık tarihi kadar
eskidir.
Türk nakışlarının, halk sanatlarımız içinde önemli bir yeri ve köklü bir geçmişi
vardır. Türk işleme sanatı çok eski devirlere Orta Asya’ya dayanır. İlk yapılan işlemeler
hakkında fazla bilgi yoktur. Ancak kazılardan çıkan heykellerin üzerindeki elbiselerin işli
oluşu İbrani tarihinde Nuh’un kızının ilk nakışlı kemeri kullandığının anlatılışı bu sanatın
köklü bir geçmişi olduğunu anlatmaktadır