Cevap :
ek olarak, Antik Çin'de insanlar mıknatıs taşlarının birbirini görünmez bir kuvvet ile çektiğini gözlemledi. Bu etki sonradan manyetizma olarak isimlendirildi ve esaslı olarak ilk kez 17. yüzyılda incelendi. Çinlilerden kısa bir zaman önce Yunanlılar da aynı görünmez kuvvetin amber gibi bazı cisimlerin hayvan postuna sürtüldüğünde ortaya çıktığını keşfettiler. Bu ise ilk kez gene 17. yüzyılda araştırıldı ve elektrik olarak isimlendirildi. Böylece fizik doğadaki gözlemleri iki temel nedene indirgemiş oldu. Bunun üzerine, 19. yüzyılda bu iki kuvvetin aslında tek bir kuvvetin, elektromanyetik kuvvetin, iki farklı görünümü olduğu keşfedildi. Bu “birleştirme” süreci günümüzde de devam etmektedir; bugün eleltromanyetizma ve zayıf nükleer çekimin, bunlardan daha temel olan elektrozayıf etkileşimin iki farklı görünümü olduğu düşünülmektedir. Fizik doğanın neden bu şekilde olduğuna dair nihai bir neden (Her Şeyin Teorisi) bulma yoluna devam ediyor.
Modelleme, gerçeğe benzer görüntüler yaratmaktır. Farklı modelleme yöntemleri ve programları vardır. Günümüzde sanal ortamda en yaygın olarak kullanılan modelleme şekli nurbs (doğal) vepolygon (çokgen) modellemedir. İnsanlar, bilimsel yöntemin henüz tanımlanmadığı ilk çağlardan bu yana karşılaştıkları problemlerle başa çıkma, evreni anlama ve doğaya hakim olma, daha rahat ve güvenli yaşama isteği doğrultusunda; ya sistemin kendisi üzerinde veya soyut/somut bir modeli üzerinde deneyler yapma ihtiyacı hissetmişlerdir. Modeller bizim mekanizmasını bilmediğimiz olayları anlamamıza, kurguladığımız hipotezleri test etmemize yardımcı olurlar. Bu nedenle bilim alanında model kullanımı kaçınılmazdır. Ancak, bu çalışmalardan elde edilen verilerin çok büyük bir titizlikle değerlendirilmesi gerekir. Model seçiminde, bulguların genelleştirilebilme ve insana uyarlanabilme özelliği de mutlaka göz önüne alınmalıdır