Cevaplandı

anadolu selcuklularında resmi dilin farsça, bilim dilinin arapça olmasının türkçe üzerinde ne gibi etkilerininin oldugu

Cevap :

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Farsça'nın ve Arapça'nın ağırlık kazanmasının Türkçe üzerindeki etkilerini şöyle sıralayabiliriz;

1. Türkçe gelişmesini sürdürememiştir ve Türkçe ötekileştirilmiştir.

2. Türkçe yazılı ve resmi dil olmaktan çıkmış ve bunun neticesinde yazılı eserler; edebi ürünler, bilimsel makaleler yazılmamıştır.

3. Bu dillerden Türkçe'ye bir çok kelime girmiştir ve Türkçe'deki sadelik kaybolmuştur.

Büyük Sekçuklu Devleti döneminden itibaren Fars ve Arap dilinin ağırlığı resmiyet kazanmış ve halkın büyük bir çoğunluğuda bu iki dili benimsemişlerdi. Bu benimseyiş Anadolu Selçukluları zamanında devam etmiştir. Bu da Türkçe'nin değerini düşürmüş, yazılı bir dil olmaktan çıkartarak ve adeta etnik bir azınlığın kendi aralarında konuştuğu gayriresmi bir dil haline getirmiştir. Yani bu dönemde yazılı dil olarak Türkçe'nin kalmasıyla bilim kültür ve edebi anlamda metinler yada eserler görmek mümkün değil ancaktarihi kayıtlar itibariyle bir kaç Türkçe eser bulunmakta ama günümüze gelememişlerdir.

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Farsça'nın ve Arapça'nın ağırlık kazanmasının Türkçe üzerindeki etkilerini şöyle sıralayabiliriz;

1. Türkçe gelişmesini sürdürememiştir ve Türkçe ötekileştirilmiştir.

2. Türkçe yazılı ve resmi dil olmaktan çıkmış ve bunun neticesinde yazılı eserler; edebi ürünler, bilimsel makaleler yazılmamıştır.

3. Bu dillerden Türkçe'ye bir çok kelime girmiştir ve Türkçe'deki sadelik kaybolmuştur.

Fakat Anadolu Türk beyliklerini kuran Türk beyleri Arap ve Fars kültürünü tanımıyorlardı, bu yüzden Arap ve Fars kültürüne itibar göstermeyerek kendi milli dillerine yani Türkçe'ye değer verdiler. 12. yüzyılın ortalarından itibaren, Moğol baskısı yüzünden sürekli olarak batıya doğru akan Oğuz kütleleri, Anadolu'daki Türk nüfusunun artmasına ve önceden burada var olan edebî geleneklerin yeni gelenlerle beslenerek daha da zenginleşmesine sebep oldular. Böylece artan Türk nüfusun tesiriyle Türkçe, Farsça karşısında gittikçe kendini kabul ettirmeye ve Farsça'nın hakimiyetine son vererek bir yazı dili olarak yavaş yavaş filizlenmeye başladı. Beyliklerin başında bulunan hükümdar ve beylerin kendi millî dil ve kültürlerine değer verip Türkçe yazan ilim adamları ve şairleri koruyup teşvik etmeleri de filizlenmeye başlayan bu yazı dilinin gelişmesine yardım etti. Artık Türkçe hükümdar ve beylerin saraylarında itibar mevkiine oturmuştu. Böylece Anadolu beylerinin milli bağlılıkları sayesinde Selçuklular döneminin çok az sayıdaki eserlerine karşılık beylikler döneminde Kur'an tercümeleri, peygamber kıssaları, evliyamenkıbeleri, nasihatnâmeler, tıbba, baytarlığa, avcılığa, cevherlere, rüya tabirlerine ait çeşitli tercüme ve telif kitaplar; edebî alanda dinîdestanî manzum ve mensur eserler, tasavvufî ve romantik mesneviler, divanlar vb. bir çok eser meydana getirilerek Türkçe edebî bir dil olarak iyice işlendi. Bu dönemde kaleme alınan eserlerin pek çoğu da Osmanlı Beyliği sahası içerisinde meydana getirilmiştir.