Cevap :

BİLİMDİR...Hikmet-i Huda' dan olacak ki , bilim dünyasına Piri Reis'ten beridir dişe dokunur bir bilim adamı yetiştiremedik. Bazıları yerinden hoplayıp" Nedendir? " deyü soracak olsalar da bu gerçek pek değişmez. Galata' dan Üsküdar'a uçarak geçtiğinden mütevellit kellesi kopartılan Hazerfan Çelebi' yi saymazsak. Onun da zaten sağlam bir alim olmadığı lakabından bellidir ki isminin anlamı" bin bilim " bin fen bilen manasına gelir. Tek bir bilim dalını öğrenmeye, bir ömrün yetersiz kaldığını bilirsek, belli bir konudaki alimliğini şüphe ile karşılamak lazımdır.

Ülkemizde alim ve sanatçı yetişeğine bizi kimse ikna edemez. Bilim ve sanat adamlarının ancak gavuristanda yetiştiğine inancımız tam olduğundan, kendini alim ya da sanatçı ilan etmeye kalkan hokkabazlara ağızlarının payını veriveririz. " Kafirler dururken bu iş bize mi düşmüştür. Alim olunacaksa onlar olsun değil mi kardeşim ? !" Biz de alim olmaya kalkışarak hokkabazlık yapmanın lüzumu yoktur. Herkes oturup dursun yerli yerinde!

Bizim tarihimizin şanlı sayfaları bu tip hokkabazların ağızlarının payını verişimize dair parlak sahnelerle doludur. Ecdadımız ve bizler bu işe canı gönülden inandığımız için padişah veya sadrazam destekli alim ve sanatçıları bile imha etmenin yolunu bulmuşuzdur. Söz gelimi 4.Murat'ın bile hayran olduğu sivri ve uzun dilli Nefi ' yi yine bizzat 4. Murat'ın emriyle boğdurtmayı başarabilmiş şanlı ve maharetli bir geçmişimiz vardır. Zahir ki Nefi ‘ nin dilinin uzunluğu merak edildiğinden olacak, dili köküne kadar dışarı fırlayasıya değin ipte sallandıran aynı kafadır.
İYİ DERSLER...