Cevap :

ALtun

Sözlü Edebi Türler  

Herhangi bir konunun, isteğin, amacın, duygunun, düşüncenin veya hayalin sözle anlatımına “sözlü kompozisyon”denir.

Sözlü kompozisyon türleri de kendi arasında hazırlıklı konuşmalar ve hazırlıksız konuşmalar olmak üzere ikiye ayrılır:

Hazırlıklı Konuşmalar

Nerde, ne zaman yapılacağı, konusu ve amacı daha önceden bilinen, belli bir plana göre hazırlanarak yapılan konuşmalardır.

 

Hazırlıksız Konuşmalar

Yeri ve zamanı bilinmeden, şartların zorlaması sonucu, aniden yapılan konuşmalardır.

Sözlü kompozisyon türlerinde başarılı olmanın bazı yolları vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:

Geniş bir kültüre sahip olmak, Dilin kurallarını ve inceliklerini iyi bilmek, İyi bir gözlemci ve araştırmacı olmak, Kuvvetli bir mantık sahibi olmak, Konu bulmak, Anlatımı bozan ifadelerden kaçınmak, Sesi, jest ve mimikleri iyi kullanmak, Dinleyicilerin durumlarını göz önünde bulundurmak, Konuşmalarla davranışların uyumuna dikkat etmek

 

Gerek hazırlıklı gerekse hazırlıksız sözlü kompozisyon türlerinin başlıcaları:

Nutuk Tartışma Münazara Konferans Açıkoturum Panel Forum

 

SÖYLEV (NUTUK, HİTABET)

Bir topluluğa heyecan vermek veya belirli bir düşünceyi aşılamak için yapılan konuşmalara “söylev (nutuk, hitabet)” denir. Arapça “nutk” sözcüğünden dilimize geçen “nutuk”“söz, söz söyleme işi” anlamlarına gelir. Türkçede bu sözcük günümüzde daha çok “bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet” anlamıyla kullanılmaktadır. Eskiden bu tür konuşmalara “hitabe”, konuşanlara“hatip”, nutuk söyleme sanatına da “hitabet” denirdir. Nutuk, her konuda hazırlanabilir. Mutlaka bir topluluk karşısında yapılır. Amaç, güzel konuşmayla o topluluğu etkilemek, istenen yönde harekete geçirmektir.Nutuk, dinleyicilerin duygularını tahrik ederek onları istenen doğrultuda yönlendirmeyi amaçlar.

Dünya Edebiyatında Nutuk

Söylev türünün ilk örnekleri Eski Yunan ve Roma döneminde görülmektedir. Sokrates söylevleriyle tanınmıştır. Eski Yunan trajedilerinde bu türün önemli örnekleri verilmiştir. Amfitiyatrolarda oynanan oyunlarda, agoralarda söylevler verilmiştir. Eski Yunan edebiyatında özellikle Demosthenes (Demostes), Latin edebiyatında Cicero (Çiçero), Fransız edebiyatında Bossuet(Bosse), Mirabeau (Mirabu) ve Robespiere (Robespiyer) tanınmış söylevciler arasında yer almaktadır.

Türk Edebiyatında Nutuk

Türk edebiyatında söylev çok eski bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle devlet adamları bu konuda çok başarılı olmuştur. Hakanlar, sultanlar, din adamları bu konuda özel olarak eğitilmişlerdir. Orduları yöneten büyük komutanlar da başarılı söylevciler olarak tarihte yerlerini almışlardır. Türk tarihinde söylev türünün ilk yazılı örneği “Göktürk Yazıtları”dır. Bu yazıtlar Bilge Kağan'ın Türk ulusuna seslenişini içeren söylevlerden oluşmaktadır. Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet gibi büyük devlet adamı ve komutanlar da ordularını söylevleriyle zaferlerden zaferlere koşturmuşlardır. II. Meşrutiyet döneminde yetişen söylevcilerin en tanınmışları Ömer Naci ile Hamdullah Suphi Tanrıöver’dir.
Milli Mücadele döneminde ise Mehmet Akif Ersoy ve Halide Edip gibi sanatçılar, söylevleriyle halkı bilinçlendirmişlerdir. Cumhuriyet döneminin en büyük söylevcisi ise kuşkusuz ki Atatürk’tür. Atatürk’ün “Büyük Nutuk” adlı eseri söylev türünün önemli örneklerindendir. Özellikle “Gençliğe Hitabe” nutuk türünün en güzel örneklerinden biridir.

TARTIŞMA

Belli bir konunun, olumlu ve olumsuz yönleri üzerinde durarak gerçek nedenleri ortaya çıkarmak için yapılan karşılıklı konuşmalara “tartışma” denir. Eskiden tartışmalara “münakaşa” denirdi. Tartışmada amaç, karşılıklı olarak düşüncelerin ortaya konulması ve gerçeğe ulaşılması, haklı ve doğru olanın bulunmasıdır.

 

MÜNAZARA (AYTIŞMA)

Bir konunun olumlu ve olumsuz yönlerinin iki grup arasında karşılıklı tartışılmasına “münazara” denir. Münazaraya “tartışı”veya “aytışma” da denir. Münazara özellikle okullarda öğrenciler arasında gerçekleştirilir. Amaç öğrencilere araştırma, düşüncelerini ifade edebilme, konuşma yeteneğini kazandırmak ve bunları geliştirme imkânını sağlamaktır.

 

KONFERANS

Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi konularda bilgi vermeye ve açıklamalı anlatıma dayalı konuşmaya “konferans” denir. Konferans veren kişiye “konferansçı” denir.Konferans çok değişik konularda hazırlanan ancak en belirgin özelliği olarak da konuşmaya dayanan bir anlatım türüdür.

 

BİLDİRİ (TEBLİĞ)

Bilim, fikir ve sanat adamlarının kendi alanlarıyla ilgili bir konuda bir yenilik getirmek, özgün bir buluşu ortaya koymak ve akademik amaçlı bir toplantıda bunu sunmak üzere, ilmî bir üslupla hazırladıkları bilimsel yazıya “bildiri (tebliğ)” denir.

 

AÇIK OTURUM

Toplumun tümünü yakından ilgilendiren bir konunun, bir başkanın yönetiminde, yetkili kişilerce, çeşitli yönlerden tartışılmasına ve incelenmesine “açık oturum” denir.

 

PANEL

Bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden anlatılması için, bir topluluk önünde, bir sohbet havası içinde tartışılmasına “panel” denir.

 

FORUM

Panel sonrasında tartışma dinleyicilere de geçerse tartışma “forum” halini alır. Forumun amacı dinleyicilerin düşüncelerini harekete geçirerek konunun anlaşılmasını ve açıklık kazanmasını sağlamaktır. Forum sayesinde, bir konu hakkında yerleşmiş yanlış bilgiler varsa bunların düzeltilmesine imkânı doğar.

 

SEMPOZYUM

Bir konu üzerinde değişik kişiler tarafında yapılan seri konuşmalara “sempozyum” denir.Sempozyumlar bir veya birkaç gün sürer. Konuşmacı sayısı altıyı geçmez. Konuşmalar 20 dakika ile sınırlandırılır. Sempozyum sonunda forum da yapılabilir. açık oturum aytışma bildiri dünya edebiyatında hitabet forum hazırlıklı konuşmalar hazırlıksız konuşmalar hitabet konferansmünazara