Cevap :
1- Ahenk unsurları:
Orhan Veli'nin 1936-37 yıllarında, bir bölümünü "Mehmet Ali Sel" takma adıyla yayımladığı ilk şiirlerinde Baudelaire, Rimbaud, Verlaine gibi simgeci Fransız şairleri ile ülkemizde onların etkisinde kalmış olan Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas gibi şairlerin etkileri görülür. Hece ölçüsünde ve uyaklı olarak yazılan bu ilk ürünlerde geçmişe özlem, çocukluk anıları, sevgi, umutsuzluk gibi duygusal ve bireysel konular ağırlıktadır. Şiirdeki yeteneğini ortaya koyan bu ilk örneklerden sonra Orhan Veli, geleneksel şiirle, söz sanatlarıyla, seçkin sözcüklerle, şairanelikle, ölçü ve uyakla ilgisi olmayan yeni bir şiire yöneldi. Daha sonra Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte çıkardığı Garip (1941) adlı kitapta toplanan bu kural tanımayan ve şaşırtıcı şiirlerde yaşamak için didinen çoğunluğun beğenisini yakalamayı amaçladı.
Süssüz, dolambaçsız, yalın bir söyleyişi benimsedi, halktan kişilerin yaşamlarını şiire soktu. İkinci kitabı Vazgeçemediğini de (1945) genellikle Garip çizgisini sürdürmekle birlikte şiirinde bazı değişiklikler yaptı. Destan Gibi'de (1946) halk şiirinden yararlandı. 1947'de yayımladığı Yenisi ve 1949'da yayımladığı Karşı'da şiirini daha olgunlaştırdığı gibi toplumsal ve siyasal düşüncelerine de şiirlerinde yer vermeye başladı. Kitaplaştıramadığı son şiirlerinde de bu çizgiyi sürdürdü. Yaprak dergisinde yer alan düzyazılarında demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü konularını işledi.
Türk şiirinde önemli bir çığırın açılmasına ön ayak olan Orhan Veli, şiir anlayışını yalnızca şiirleriyle değil, yazılarıyla da ortaya koymaya çalıştı. Garip'e Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yazdığı ünlü önsözde şiir hakkındaki düşüncelerini açıkladığı gibi çeşitli gazete ve dergilerde bu konuda yazılar yazdı. Orhan Veli'nin kitaplarında topladığı şiirleri ile kitaplarına girmeyen şiirleri Bütün Şiirleri başlığı altında birçok kez basıldı. Nasreddin Hoca fıkralarını şiirleştirerek Nasrettin Hoca Hikâyeleri (1949) adıyla yayımladı. Gazete ve dergilerdeki yazıları da Bütün Yazıları (1982) genel başlığı altında iki cilt olarak yayımlandı.
Süssüz, dolambaçsız, yalın bir söyleyişi benimsedi, halktan kişilerin yaşamlarını şiire soktu. İkinci kitabı Vazgeçemediğini de (1945) genellikle Garip çizgisini sürdürmekle birlikte şiirinde bazı değişiklikler yaptı. Destan Gibi'de (1946) halk şiirinden yararlandı. 1947'de yayımladığı Yenisi ve 1949'da yayımladığı Karşı'da şiirini daha olgunlaştırdığı gibi toplumsal ve siyasal düşüncelerine de şiirlerinde yer vermeye başladı. Kitaplaştıramadığı son şiirlerinde de bu çizgiyi sürdürdü. Yaprak dergisinde yer alan düzyazılarında demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü konularını işledi.
Türk şiirinde önemli bir çığırın açılmasına ön ayak olan Orhan Veli, şiir anlayışını yalnızca şiirleriyle değil, yazılarıyla da ortaya koymaya çalıştı. Garip'e Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yazdığı ünlü önsözde şiir hakkındaki düşüncelerini açıkladığı gibi çeşitli gazete ve dergilerde bu konuda yazılar yazdı. Orhan Veli'nin kitaplarında topladığı şiirleri ile kitaplarına girmeyen şiirleri Bütün Şiirleri başlığı altında birçok kez basıldı. Nasreddin Hoca fıkralarını şiirleştirerek Nasrettin Hoca Hikâyeleri (1949) adıyla yayımladı. Gazete ve dergilerdeki yazıları da Bütün Yazıları (1982) genel başlığı altında iki cilt olarak yayımlandı.
2-Yapının nasıl oluştuğunu:
Orhan Veli ,Varlık dergisinde yayımlanan ilk ürünlerinde, aslında “Saf Şiirciler “anlayışıyla yazar. Hatta hece vezni değil aruz vezniyle yazdığı bir iki şiir bile olur. Yani hem halk şiiri hem divan şiirine vakıftır.
Orhan Veli ,bu eski şiir anlayışını 1937 yılından itibaren bırakır ve gündelik yaşam sahnelerinin yer aldığı şiirler yazmaya başlar. Bu şiir anlayışı başta Yahya Kemal olmak üzere bir çok kurallı şiir yazan şairleri kızdırır.Bunun üzerine yazdıkları şiirin savunmasını yapacağı “Garip “adlı bir önsöz yazar ,burada “Garip Şiiri”nin ilkelerini de belirtir.
-Vezinli kafiyeli şiirde hayır.
-Edebi sanatlara hayır.
-Burjuvaziye hayır.
-Eski biçimlere hayır.
-Duygusallığa hayır
-Şairaneliğe hayır.
Bunların ötesinde öyle bir cümle yazar ki bu önsöz en çok diğer genç şairleri etkiler. Bu söz şudur; ”Şiir, bütün özelliği söylenişinde olan bir söz sanatıdır. Yani tümüyle anlamdan oluşur.Anlam insanın beş duyusuna değil,kafasına seslenir.Bir gün gelecek,şiir yalnızca kafayla okunacak,edebiyat da böylece yeni bir yaşama kavuşacak.”
Orhan Veli Kanık kendisi gibi düşünen Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’la birlikte bu ilkelerle yeni bir oluşum başlatmış olur: Garip Akımı.
ALINTIDIR...
v ce
-Vezinli kafiyeli şiirde hayır.
-Edebi sanatlara hayır.
-Burjuvaziye hayır.
-Eski biçimlere hayır.Bunların ötesinde öyle bir cümle yazar ki bu önsöze en çok bu etkiler diğer gençşairleri:”Şiir,bütün özelliği söylenişinde olan bir söz sanatıdır.Yani tümüyle anlamdan oluşur.Anlam insanın beş duyusuna değil,kafasına seslenir.Bir gün gelecek,şiir yalnızca kafayla okunacak,edebiyat da böylece yeni bir yaşama kavuşacak.”
Orhan Veli Kanık kendisi gibi düşünen Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’la birlikte bu ilkelerle yeni bir oluşum başlatmış olur:Garip Akımı.
Altın Dişlim
Gel benim canımın içi,gel yanıma
İpek çoraplar alayım sana
Taksilere bindireyim
Çalgılara götüreyim seni
Gel,
Gel benim altın dişlim
Sürmelim,ondüla saçlım,yosmam;Şiirde dönemin zihniyeti, o dönemdeki kadınların moda anlayışları verilirken,toplum tarafından eleştirilen kadın tipine Orhan Veli’nin bakışını da görmüş oluyoruz. İlginçtir ki”bobsitil” sözcüğü Attila İlhan tarafından garip anlayışına mensup kişilere taktığı bir isimdir. Orhan Veli şiirde aynı zamanda kendisini beğenmeyen ,küçük gören ,alay edenlere de bu kadın tiplemesiyle karşılık vermiştir.”ondüla saç” ifadesi şiir için garip gelmiş hep eleştirilmiştir.
Orhan Veli’nin şiirlerinde bütün anlayışı öyle hakimdir ki tek bir mısrayı çıkardığınızda şiir anlamını tamamen kaybeder.Onun gücü” Var olanı” yazmaktan gelmiştir.
Orhan Velinin Şiirlerinde Kullandığı Dilin Özellikleri
Cumhuriyet döneminin bir başka önemli şahsiyeti olan Orhan Veli de, Batı şiirinin yanı
sıra halk şiiri unsurlarından da beslenmiş güçlü bir şairdir.
Orhan Veli halk edebiyatı türlerinden türkülerin etkisinde kalarak, halk deyimlerini
ustaca kullanmış ve biçim olarak da halk şiiri biçimlerini deneyerek yine şiirlerini bu disipline
yaklaştırmıştır. Orhan Veli’nin :
Çocuk gönlüm kaygılardan azâde
Yüzlerde nur, ekinlerde bereket,
At üstüne mor kâküllü şehzâde
Unutmaya başladığım memleket
Şakağımda annemin sıcak dizi
Kulağımda falcı kadının sözü
Kullandığı temalar
Her şeyin şiire konu edinilebileceğine inanan Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk şiirine yaptığı en büyük katkılardan biri de bu inançlarını eserlerinde uygulamaları oldu.[94] Bunun için de ilk olarak sıradan insanı kendilerine konu edindiler. Böylece, eski şiirlerdeki kahramanlaştırılan ideal insan tipinin yıkılmasını sağladılar. Divan şiirinde insan, aşkın arayıcısı olan kusursuz ve soyut bir varlık; Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Akif gibi şairlerin eserlerinde toplumu için mücadele eden bir kahraman iken Orhan Veli’nin şiirlerinde gündelik sorunların peşinde koşan sıradan bir vatandaştı.[94] Örneğin Kitabe-i Seng-i Mezar şiirinin kahramanı olan Süleyman Efendi, hayattaki en önemli sorunu nasır olan, Allah’ın adını sık anmasa da günahkar sayılmayan, varoluş problemi yaşamayan bir adamdı.[95] Süleyman Efendi’yle ilgili olarak Orhan Veli: “Ben hayatı sadelik içinde geçmiş basit bir adamın hayatından bahsetmek istedim. Acayiplik olsun diye yazmadım şiiri, neşretmeden evvel de bu kadar yadırganacağını tahmin etmiyordum.” dedi. Nasırı önemseyip edebiyata soktuğu için eleştirenlere ise şu cevabı verdi: “Hayatından daha büyük manevi ızdırapları olmayan bir insan için nasırın mühim olduğunu telakki ediyorum”.
Toplum eleştirisi teması da Orhan Veli tarafından sık sık kullanıldı.[96] Fakat şair, bu konuyu kendisinden önce bu türün örneklerini veren Namık Kemal, Nazım Hikmet ya da Tevfik Fikret gibi isimlerin aksine ironi ve parodi tekniklerini kullanarak işliyordu. Hardalname, Cımbızlı Şiir,
Göl başında padişahın üç kızı
Alaylarla Kaf Dağı’na hareket.
şiiri halk şiirinin etkisini açık bir şekilde gözler önüne seren örnek şiirlerdendir. “Masal” olan
şiirin adı bile halk edebiyatının etkisini çağrıştırmaktadır.
Şiir hece ölçüsüyle yazılmıştır ve halk edebiyatına özgü motiflerle yüklüdür.
Halk şiirine yaklaştığı şiirlerden biri de mani dörtlüklerinden oluşturduğu “Delikli
Şiir”dir.
Mantar topuklum,bobsitilim,gel
O.Veli Kanık
-Duygusallığa hayır
-Şairaneliğe hayır