Cevap :

Ulaşım ve iletişim teknolojisinin hızlı gelişimi,
artan göçler ve serbest dolaşım Avrupa ve dünyanın
hemen her yerinde suç ve suçluların yakalanması için
çaba gerektirir hale gelmiş, kişilerin kimliklerinin
tespiti önem kazanmıştır. Yaş tayininden genetik
incelemelere kadar her türlü imkan kullanılarak,
ortaya çıkan sorunlarla mücadele edilmeye çalışılmaktadır. Bu durum tüm dünyada adli amaçlı
genetik analizlerde standardizasyonu da gerekli
kılmaktadır. Uluslararası Adli Genetik Kurulu
( -ISFG)
1992 yılından beri çeşitli zamanlarda standardizasyonu öngören öneriler yayınlamaktadır. Çeşitli
Avrupa ülkelerinden çalışma gruplarının da
onayladığı bu öneriler ve gelişen teknoloji ile birlikte
ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik standardizasyon çalışmaları sürmektedir. Carrecado ve
arkadaşları çalışmalarında, ancak gelişmiş standartların etkili bir yargılamaya uygun olduğunu, bazı
Avrupa ülkelerinde kanunen en az iki bağımsız laboratuvar tarafından doğrulanan delillerin mahkemede
kabul gördüğünü, fakat bunun her zaman olası
olamadığını belirtmektedirler. Bu gibi durumlarda
gelişmiş ve üzerinde uzlaşılmış standartlara gereksinim bulunduğunu, popülasyon ve genetik çalışmalarında eğer veriler karşılaştırılabilir nitelikteyse
ancak başka veri tabanlarıyla karşılaştırılarak kullanılabileceğini söylemektedirler. Ayrıca, Avrupa
Birliği ile birlikte sınır aşırı suçların arttığını, terö-
rizm ve benzeri suçların aydınlatılmasının sıkı
Adli Amaçlı Genetik Araştırmalarda
Standardizasyon
International Society for Forensic Genetics
Ancak üzerinde genetik çalışmalar yapılmak için
adli amaçlı toplanmış materyal, sadece fizik kimliğin
belirlenmesine yönelik genetik inceleme amacıyla
alınan materyal değildir. Adli amaçlarla toplanan
hemen her türlü patolojik preparat ve parafin
bloklar, lekeler de bu amaçlarla kullanılabilir.
Yönetmeliğe göre; “soy bağının veya elde edilen
bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup
olmadığının tespiti için zorunlu olması halinde
moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan
örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler
yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır”.
Kanımızca, kimliklendirme amacı dışında, adli
amaçlarla alınan biyolojik materyalden bu amaç
dışında yararlanılması çok sıkı kurallar koyularak
mümkün olmalıdır. Ancak bu anonimleştirilmiş
biyolojik örneklerden, sadece tıbbi amaçlarla
yararlanılması ile sınırlandırılmalı, deneğin (burada
suçlananın) rızası da aranmalıdır. Çalışma izni, ilgili
adli makamlar veya kurumsal onaylar, etik kurul
onayı alan projelerle sınırlandırılmalıdır.
Adli olgularda otopsi ve canlı muayenelerinde
moleküler çalışmalar olayın açıklanması için pek çok
olanak sağlamaktadır. DNA testleri, ölüm nedeninin
açıklanması için yapılan çalışmalardan biridir.
Genetik teknolojisinde gelişmeler ortaya çıkmadan
önce çözümlenemeyen (negatif otopsi olarak
değerlendirilen) bazı olgular artık bu yöntemlerin
kullanılması ile çözümlenebilmektedir. Örneğin, ani
bebek ölümü ya da ani kardiyak ölümler, Brugada ve
long QT sendromu gibi kalıtımsal aritmi sendromları
genetik araştırma yapılmadığı takdirde anatomik ve
histopatolojik incelemelerle negatif otopsi olarak
kalması söz konusu olan olgular bu yolla aydınlatılabilmektedir. Hatta ani kardiyak ölüm olguları ve
bazı diğer negatif otopsilerde DNA analizlerinin
mutlaka yapılması gerektiğini bildiren makalelerin
sayısı artmaktadır. Ancak bu analizler hala pahalı
olan yöntemlerdir ve çoğu merkezde genetik incelemeler için gerekli donanım yoktur. Ayrıca sonuçların
yorumlanması da sıklıkla uzmanlık gerektirmektedir.
Otopsilerin yanı sıra canlı muayenelerinde de
herhangi bir suç niteliğindeki travmanın ağırlığını