SelinK
Cevaplandı

Ben kipleri anlamıyorum.Biri bana ayrıntılı ve ekleriyle birlikte anlatabilir mi ? Bi de tamlamalar lütfen.

Cevap :

Sözcüğün türü, görevi, işlevi, çeşidi sorulursa sözcüğün isim mi, zarf mı, sıfat mı,zamir mi, edat mı… olduğuna bakılacağını; Sıfatların isimleri, zarfların genellikle fiilleri nitelediğini (güzel kız: sıfat; güzel konuş: zarf); Sıfatların mutlaka ilgili olduğu isimden önce gelmesi gerektiğini (kötü insan: sıfat); Niteleme sıfatlarının önündeki isim düşerse sıfatın adlaşmış sıfat olduğunu (kötülerlearkadaşlık yapmayın: adlaşmış sıfat) Yüklemi ekeylem almış fiilimsiden oluşan cümlelerin isim cümlesi olduğunu (tek amacım, sizleri gelecekte iyi yerlerde görmektir.) İsmin -e , -de , -den hal ekleriyle biten öğelerin genellikle dolaylı tümleç olduğunu, ismin -i haliyle biten öğenin her zaman belirtili nesne olduğunu, 3. Tekil iyelik ekiyle (-(s) i) biten öğenin özne olduğunu (yolda gördüm: d.t. ) (bahçeyi gezdim: b.n.) (babası geldi: öz.); -den ekiyle biten öğe cümleye bir sebep anlamı katarsa o öğenin zarf tümleci olduğunu (hastalandığından gelemedi: z.t.); -de ve -den çekim eklerinin sıfat tamlaması kurduklarında yapım eki özelliğini kazandığını (sıradan insanlar, candan arkadaşım, gözde öğrenci: önündeki isme “nasıl” sorusunu yöneltebiliyoruz öyleyse altı çizili ekler sıfat yapmıştır ve bu yüzden artık yapım ekidir.); İyelik eklerinin bir ismin sonuna gelerek onun kime ait olduğunu bildirdiğini, iyelik eklerini daha kolay bulabilmek için ismin başına “benim, senin, onun, bizim, sizin, onların” getirebileceğimizi (kitabım, yavrusu…); İyelik eki almış bir isimin başında iyelik zamiri (benim, senin, onun…) kullanılmamışsa bunların tamamının “tamlayanı düşmüş isim tamlaması”  olduğunu (pantolonum, annesi…); Her -im ekinin aynı ek olmadığını *telefonum nerede? :1.tekil iyelik eki  “benim telefonum”, *çok iyiyim: ekfiilin geniş zamanı; çünkü isme gelmiş ve onu yüklem yapmıştır, *bizim çocuklarımız: tamlayan eki, *ölümden korkma: fiilden isim yapım eki *yanına geleceğim: şahıs ekidir, bütün şahıs ekleri mutlaka kip ekinden sonra gelir); İsim (ad) tamlamalarında ilk sözcüğe tamlayan ikinci sözcüğe tamlanan dendiğini (yüreğinin        sesi);   tamlayan    tamlanan İsim tamlamalarında tamlayanla tamlananların yer değiştirebileceğini    (içini gıdıklıyordu bütün erkeklerin); tamlanan                              tamlayan Belirtili isim tamlamalarında her iki unsurun da ek aldığını ve tamlanana “neyin, kimin” sorularını yöneltebildiğimizi (bahçenin kapı : neyin kapısı?) Belirtisiz isim tamlamalarında sadece tamlananın 3.tekil kişi iyelik eki aldığını tamlayanın hiçbir ek almadığını ve hem daha kolay bulabilmek hem de sıfat tamlamalarıyla karıştırmamak için tamlanana “ne” sorusunu sorduğumuzu (bahçe kapısı: ne kapısı?); Belirtili ad tamlamalarında araya sıfatların girebileceğini ya da tamlayanın sıfatlarla nitelenebileceğini (sütçü imam’ın kahraman torunları); -in tamlayan ekinin yerine bazen -den ekinin de kullanılabileceğini (aşağıdakilerden hangisi…); Takısız isim tamlamalarında iki unsurun da ek almadığını, tamlananın neye benzediğini ya da neyden yapıldığını, ayrıca sıfat tamlamalarıyla karıştırmamak için araya “den” ya da “gibi” getirmemiz gerektiğini (altın (dan) yüzük, ipek (gibi) saç) Takısız isim tamlamalarıyla niteleme sıfatlarını birbiriyle karıştırmayın, niteleme sıfatlarının arasına “gibi” “den” getiremezsiniz. (yorgun adam: sıfat tamlaması ); Bir sıfatın birden çok adı niteleyebileceğini (yeni ev ve araba); Bir ismin birden çok sıfatının olabileceğini (zeki, çalışkan, dürüst, bir öğrenciydi); Kurallı birleşik sıfatların , -lı, -li eki almış sıfat tamlamalarının ismi nitelemesiyle ve sıfat tamlamasında isimle sıfatın yer değiştirmesi ve isme getirilen 3. tekil kişi iyelik ekini almış söz grubunun ismi nitelemesiyle oluştuğunu (uzun saç: sıfat tamlaması – uzun saçlı erkek: birleşik sıfat; bozuk yol: sıfat tamlaması – yolu bozuk köy: birleşik sıfat); Belirtisiz isim tamlamalarının da sıfat olarak kullanılabileceğini (altın sarısı saç); Zamirlerle de isim tamlaması kurulabileceğini (benim üniversitelerim, senin dünyan, kendi insanlarımız, kimin nesi) Geçişli fiillerin yani neyi, kimi sorularını yöneltebildiğimiz fiillerin kılış fiili (atmak, delmek, açmak), Bir hareket bildiren, geçişsiz olan ve hareketin kişinin kendi isteğiyle gerçekleştiğini ifade eden fiillere durum fiili (yürümek, güldü, oturmuş) Bir hareket bildirmeyen, eylemin kişinin kendi isteği dışında gerçekleştiğini ifade eden ve geçişsiz olan fiillere oluş fiili (kararmak, sararmak, solmak, büyümek) dendiğini; Fiil kiplerinin haber kipleri (-di, -miş, -yor, -ecek , -ar, -mez) ve dilek kipleri (-ayım, -alım, -a ,-malı, emir ekleri) olmak üzere ikiye ayrıldığını; Basit zamanlı fiillerin tek; birleşik zamanlı fiillerin iki kip eki aldığını (gelmiş: basit zamanlı – gelmişti: birleşik zamanlı) Bir fiil birleşik zamanlı ise orada mutlaka bir ekfiilin olduğunu (çalışmalıymışım – çalışmalı imişim);

Türkçede kip ekleri iki grupta incelenir: haber kipidilek kipi.

Haber kiplerinde zaman anlamı vardır, dilek kiplerinde zaman anlamı yoktur.

Zaman anlamı taşıyan kiplere “haber” kipi denmesini şöyle açıklayabiliriz. Televizyonda haberleri izlerken spikerin ağzından “Tren kazasında üç kişi öl.” (görülen geçmiş zaman), “Başbakan yarın yurda dönecek.” (gelecek zaman) gibilerinden cümleler duyarız. Bu cümlelerde seyirciye haber verme amacı vardır. Herhangi bir dilek, istek, rica anlamı yoktur. Seyirci, haberleri dinler, birtakım olaylardan haberdar olur. Haber spikeri seyirciden herhangi bir şey yapmasını istemez. İşte bu yüzden, zaman anlamı taşıyan kiplere “haber kipi” denmektedir.

Haber kipi sözünü duyduğumuzda aklımıza “zaman” gelmelidir. Türkçede beş temel zaman vardır: geniş zaman, şimdiki zaman, görülen geçmiş zaman, duyulan geçmiş zaman ve gelecek zaman. Haber kipi dendiğinde, aklımıza bu beş temel zaman ve bu zamanları karşılayan ekler gelmelidir.

Dilek kiplerinde zaman anlamı yoktur, gelecekle ilgili birtakım “tasarılar” vardır. Dilek kipinde emir, istek, gereklilik ve şart anlamları söz konusudur. Dilek kipinin kullanılış amacı, karşı tarafı haberdar etmek değildir. Cümleyi söyleyen kişi karşı taraftan bir şeyler ister, diler. Dilek kipiyle çekimlenmiş bir cümleyi duyan kişi hemen harekete geçer, bir şeyler yapar. Haber kipinde, dinleyen kişiler pasiftir, fakat dilek kipinde dinleyen kişiler aktiftir. “Hadi kahve içelim.” (istek kipi), “Bu kitabı okumalısın.” (gereklilik kipi) gibi dilek kipleriyle çekimlenmiş cümlelerde, söyleyen kişi karşısındakinden birtakım isteklerde bulunur. Karşı taraf bu cümleleri duyunca harekete geçer.


Devamı: http://www.yenimakale.com/kip-ekleri.html#ixzz2An0CSKL7