Cevap :
ancak fiillerin özelliklerini tam olarak yansıtmayan ve cümlede isim soylu kelimeler gibi görev üstlenen kelimelere fiilimsi (eylemsi) denir. Bilindiği gibi Türkçe’de –(i)msi eki benzeyen anlamına gelir. Buna göre fiilimsi de “fiile benzeyen” demektir. Fiillerin üç temel özelliği vardır: Fiiller, iş hareket, oluş bildirir, mastar eklerini (-mek, -mak) alır, kip eklerini alır. Fiilimsiler ise mastar eklerini ve kip eklerini alamaz. Sadece iş, hareket, oluş bildirmesi bakımından fiile benzer.
Fiil Fiilimsi
Gel- Gelmek
Koş- Koşan adam
Gül- gülerek
Fiilimsiler üçe ayrılır:
1. İsim-fiiller
2. Sıfat-fiiller (Ortaç)
3. Zarf-fiiller (Bağ-fiil, ulaç)
İsim-fiiller
Fiilin adı demektir. Fiil kök veya gövdelerine –mak, -mek, -ma, -me, -ış, -iş, -uş, -üş ekleri getirilerek oluşur. Yazmak, konuşmak, yemek, yazma, alış… Konuşmak bir sanattır.
Olumsuzluk eki –ma, -me ile isim-fiil eki olan –ma, -me karıştırılmamalıdır. Bu hafta işe gitme. (Olumsuz fiil) / Tatile gitme hazırlıkları başladı. (İsim-fiil)
-mak, -mek, -ma, -me eklerini alan bazı kelimeler bir nesnenin adı olarak kullanılabilir. Ekmek, çakmak, yemek, tokmak, kıyma, sarma, kazma…
Bu yıl tarlaya buğday ekmek istiyorum. (isim-fiil)
Bakkaldan üç ekmek aldı. (İsim)
-iş ekini alan bazı kelimeler isim-fiil, isim ve fiil görevinde kullanılabilir.
Yurda giriş işlemleri başladı. (İsim-fiil)
Binanın girişi çok berbattı. (İsim)
Hiç çekinmeden rakiplerine girişti. (Fiil)
Sıfat-Fiiler (Ortaç)
Fiilin sıfat dönüştürülmüş şeklidir. Fiil kök veya gövdelerine –an, -en, -ası, -esi, -maz, -mez, -ar, -er, -ır, -ir, -ur, -ür, -dık, -dik, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük, -acak, -ecek, -mış, -miş, -muş, -müş ekleri getirilerek yapılır. Sıfatların her zaman bir ismi nitelediği gibi sıfat-fiiller de genellikle bir ismi niteler. Tanıdık kişi, okumuş adam, çıkmaz sokak….
Sıfat-fiil ekini alan fiiller, bazen isim göreviyle kullanılır. Bayrama katılan öğrencilere izin verildi. (Sıfat-fiil) / Bayrama katılanlara izin verildi. (İsim) (Sıfat-fiiller çekim eki alarak isimleşir.)
Sıfat-fiil ekleriyle kip ekleri karıştırılmamalıdır. Görünmez kaza (Sıfat-fiil) / Buradan bizim ev görünmez. (Fiil)
Sıfat-fiil eklerinin olumsuzları da yaygın olarak kullanılır. Görmemiş adam, olmayacak iş
-dık, -acak sıfat –fiil ekleri, ünlü ile başlayan ekleri aldığında yumuşama olayı meydana gelir. Babamın tanıdığı kişiler geldi.
Zarf-fiiller (Bağ-fiil, ulaç)
Fiillerin durumunu, zamanını, şeklini bildiren fiilimsilerdir. Fiil kök veya gövdelerine “-ıp, -ip, -up, -üp, -arak, -erek, -ken, -a, -e, -maden, -madan, -alı, -eli, -ınca, -ince, -maksızın, -meksizin, -casına, -alı, -eli, -ınca, -ince, -unca, -ünce, -dıkça, -dikçe, -dukça, -dükçe, -dığında, -düğünde, -mez” ekleri getirilerek yapılır. Zarf-fiiller çoğunlukla bağlama göreviyle kullanıldığı için bir adı da bağ-fiildir.
Koşa koşa geldi.
Fiilimsiler üç ana grupta incelenir.
1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER):
Fiil soylu sözcüklerin sonuna –mak, -mek , -ış, -iş, -uş, -üş, -ma, -me ekleri getirilerek yapılır.
Bir gülüşün ömre bedel. Gün biter gülüşün kalır bende. Seninle akşamları yürüyüşe çıkardık. Adamın yalvarışlarını bir görecektin. Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu? Unutuş, unuturlar seni de. Bu kucaklayış belki de bir haykırışın sesiydi. Sana bakmak Allah’a inanmaktır. Yaşamak, ölmekten zor. Buralardan gitmek istiyorum. Seni bile özlemek istemiyorum bu akşam. İçimde maziden kalma duygular var. Onula yeniden başlamayı düşünüyor musun.NOT 1 : İsim- fiil ekiyle türetilen bazı sözcükler, isim- fiil özelliğini yitirip kalıplaşarak kalıcı bir nesne ya da kavram adı olabilir.Artık bunlara isim- fiil eki olarak bakmamak gerekir.
*Kaymak, çakmak, dondurma, kavurma, dolma, gözleme, bağış, geviş…
NOT 2: Fiilden fiil yapım eki olan –iş ile isim- fiil eki olan –iş’ i birbiri ile karıştırmamak gerekir.Anlamsal olarak fiilden fiil yapım eki (işteşlik eki) bir işi karşılıklı ya da birlikte yapma anlamı verirken isim fiil eki böyle bir anlam vermez.
Gülüşün çok güzel. (isim fiil eki) Onu öyle görünce gülüştüler. (işteşlik eki)NOT 3: Fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan –ma, -me ile isim fiil eki olan –ma,-me birbiri ile karıştırılmamalıdır.
Fiilden fiil yapan –ma, -me fiile olumsuzluk anlamı katarken isim fiil eki olan –ma, -me fiile olumsuzluk anlamı katmaz.
Artık sevmeyeceğim. (olumsuzluk eki) İnsanın mesleğini sevmesi gerekir. (isim – fiil eki)2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)
Fiil soylu sözcüklerin sonuna –an, -en, -ası, -esi, -mez,
-maz, -ar, -er, -dık, -dik, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük ,
-ecek, -acak, -miş, -mış, -muş, -müş ekleri getirilmek suretiyle yapılır. Sıfat- fiil ekleri genellikle sıfat tamlaması kurar.
Her seven sevilenin boy aynasıdır. İşleyen demir pas tutmaz. O öpülesi eller beni büyüttü. Yıkılası Bağdat nice askerler yedi. Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç. Onunla unutulmaz anlar yaşadık. Bilinmez diyarlara gitme. Senin bu yaptığın olur iş değil. Akar sular gibi çağlarım. Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basardı. Tanıdık bir yüz çıkmadı karşımıza. Görülecek günler var daha aldırma gönül. Gelecek hafta sınavım var. Bense penceremde gelmeyecek saatleri beklerim. Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim. Ölmüş eşek kurttan korkmaz.
NOT: Zaman ekleriyle sıfat fiil eklerini karıştırmamak gerekir. Zaman ekleri, şahıs ekinden önce fiile gelerek fiili yüklem yapar. Sıfat fiil ekleri ise genellikle fiilleri sıfat yapar ve üzerine isim çekim eklerini alabilir oysa zaman ekleri isim çekim eklerini alamazlar.
Hiç oturacak zamanım yok. (-acak sıfat
s i
tamlaması kurmuş bu yüzden sıfat fiil eki)
Oğlum, okuyacak ve büyük adam olacak. (zaman eki; çünkü fiili yüklem yapmış ) Okumuş insanlar daha kültürlü (s.f.e)s i
Annem de okumayı çok istemiş. (zaman eki)3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM):
Fiil kök ve gövdelerinin üzerine –ınca, - dıkça, - dığında, -ken , -r… -mez, -alı, -erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp ekleri getirilerek oluşturulur. Zarf- fiil ekleri temel cümlenin zarf tümleci olurlar.
Ben gidince hüzünler bırakırım. Senin bu halini görünce lise yıllarımı hatırladım. Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu, ağlardım. Ağladıkça dağlarımız yeşerecek göreceksin. Ağlarım, hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. Öldüğünde henüz çok gençti. Seninle konuştuğunda rahatlıyor. Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice. Sen ağlarken ben nasıl gülerim. Onu görür görmez tanıdım. Yarim, sen gideli yedi yıl oldu. Ah vah etmenin zamanı geçeli çok oldu. Gülerek yanıma geldi. Böyle yaparak beni çok üzüyorsun. Hiçbir şey söylemeden çekip gitti. Ağlamadan ayrılık olmaz. Sizin durmaksızın çalışmanız lazım. Bir süre konuşmaksızın öylece bekledik. Gide gide bir söğüde dayandık. Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var kaderde. ALINTIII