Cevap :

Muçi

AKDİK, Şeref 


(1899-1972) Ressam ve hattat.

Reîsülhattâtin Kâmil Akdik'in oğludur. İstanbul'da doğdu; ilk ve orta öğreniamini Fâtih Merkez Rüşdiyesinde yaptı. Babasından hat meşketti ve sülüs, neasih, talikte usta bir hattat oldu. Fakat resme olan büyük istidadı onu bu sanaatı meslek olarak benimsemeye şevketti. Hoca Ali Rızâ Bey ve Çallı İbrahim'le taanışarak onların da teşvikiyle 1915'te Sanâyi-i Nefise Mektebi’ne girdi. Ancak bir süre sonra savaş sebebiyle ayrılmak zoarunda kaldı. Savaştan sonra tekrar başaladığı okulu M. Warnier, Ömer Âdil ve Çallı İbrahim'in atölyelerinde çalışarak 1924'te bitirdi. Bir yıl sonra açılan bir devlet imtihanını kazandı ve sanatını ilerletmek üzere Fransa'ya giderek Paaris'te Julian Akademisi'nde Prof. Albert Laurence'le çalıştı. 1928'de İstanbul'a döndü. İlk yıllarından itibaren Güzel Saanatlar Birliği'nin üyesi oldu ve bütün karma sergilerine katıldı. 1941'den sonara Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ressamaları çeşitli bölgelere göndererek memaleket manzaraları yaptırma çalışmalanna katıldı. “Sivas'ta Cer Atelyesi” ve Ataatürk'ü makine başında tasvir eden “Telagrafhane” gibi eserlerini bu çalışmalaarı sırasında yaptı. Resmî görevini 1951 yılına kadar resim öğretmeni, o yıldan sonra da Güzel Sanatlar Akademisi'nde atölye hocası olarak emekliliğine kadar sürdürdü.

İlk sergisini Ankara Halkevi'nde açan Şeref Akdik, gerek Paris'teki öğrencilik yıllarında gerekse memlekete döndükaten sonra çeşitli ödüller kazandı. 1957'de o zamanki Şehir Galerisi'nde (şimdiaki Devlet Güzel Sanatlar Galerisi), geçmiş günleri konu alan ilk retrospektif seragisini ve akademiden emekli olduktan sonra da bu kurumun salonlarında aynı tarzda ikinci büyük sergisini açtı. 20 Haziran 1972'de öldü ve Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.

Şeref Akdik resmin hemen her türünade çalışmıştır. Empresyonist prensiplere bağlı olup bilhassa manzara ve portrede çok başarılı örnekler vermiştir. Eserleari, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile Ankara Devlet Resim ve Heykel Galerisi başta olmak üzere Sakıp Sabancı, Ali Koçman, Kemal Erhan gibi kişilerin özel koleksiyonlarında bulunmaktadır. [252]



Bibliyografya


1) Celâl Esat Arseven. Türk Sanatı Tarihi İsatanbul, ts. (Maarif Basımevi), s. 210, 211; 

2) Gültekin Elibal, Şeref Akdik: Hayatt-Sanatı-Eserleri, İstanbul 1973; 

3) Osman Altıntaş, Şeref Akdik, Ankara 1988; 

4) R. Ekrem Koçu, “Akdik (Şeref)”, IsLA, I, 515, 516. [253]

Reîsülhattâtin Kâmil Akdik'in oğludur. İstanbul'da doğdu; ilk ve orta öğreniamini Fâtih Merkez Rüşdiyesinde yaptı. Babasından hat meşketti ve sülüs, neasih, talikte usta bir hattat oldu. Fakat resme olan büyük istidadı onu bu sanaatı meslek olarak benimsemeye şevketti. Hoca Ali Rızâ Bey ve Çallı İbrahim'le taanışarak onların da teşvikiyle 1915'te Sanâyi-i Nefise Mektebi’ne girdi. Ancak bir süre sonra savaş sebebiyle ayrılmak zoarunda kaldı. Savaştan sonra tekrar başaladığı okulu M. Warnier, Ömer Âdil ve Çallı İbrahim'in atölyelerinde çalışarak 1924'te bitirdi. Bir yıl sonra açılan bir devlet imtihanını kazandı ve sanatını ilerletmek üzere Fransa'ya giderek Paaris'te Julian Akademisi'nde Prof. Albert Laurence'le çalıştı. 1928'de İstanbul'a döndü. İlk yıllarından itibaren Güzel Saanatlar Birliği'nin üyesi oldu ve bütün karma sergilerine katıldı. 1941'den sonara Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ressamaları çeşitli bölgelere göndererek memaleket manzaraları yaptırma çalışmalanna katıldı. “Sivas'ta Cer Atelyesi” ve Ataatürk'ü makine başında tasvir eden “Telagrafhane” gibi eserlerini bu çalışmalaarı sırasında yaptı. Resmî görevini 1951 yılına kadar resim öğretmeni, o yıldan sonra da Güzel Sanatlar Akademisi'nde atölye hocası olarak emekliliğine kadar sürdürdü.