Cevap :
Senin izindeyiz…
Biz Türk gençliği Ata’mızın yokluğuna her 10 Kasım’da en derin şekilde üzülmekte, ancak O’nun fikir ve düşünceleri etrafında birleşerek kendisine en güzel hediyeyi vermenin mutluluğunu yaşamaktayız. Bu mutluluk hiç bir mutluluğa benzemez. Bu mutluluğun dünyada bir başka benzeri yoktur. Çünkü Atatürk, en çok biz gençlere güvenmiş ve bizlerin kendisinin manevi mirasçıları olduğunu bir çok kez dile getirerek, ülkemizin geleceğini bizlere emanet etmiştir.
0 kasım bambaşka bir hüzün kaplar içimi,kasımpatılar ilişir gözüme ,içimi tarif edilmez bir burukluk kaplar. Çünkü takvim 10 kasımı gösterir.
Mustafa Kemal vatanına ve ulusuna çok yüce duygularla bağlı, vatan savunmasını her şeyin üzerinde tutan, millet sevgisi tutku derecesinde olan, yaşarken ve öldükten sonra da maddi ve manevi tüm varlığını ulusuna adayan bir devlet adamı ve komutandı.
Atatürk deha sahibi bir kişiydi. Askeri ve siyasi alanlarda yepyeni yöntemler uygulayarak, o günün şartlarında hayal edilmesi bile güç işler başarmıştır. Bunlardan en önemlileri sırasıyla: Yeni bir ordunun kurulması, halkın ikna edilmesi, düşmanın yurttan atılması, yeni bir devletin ve yönetim şeklinin kurularak eski olanların kaldırılması, siyasi, toplumsal, ekonomik ve hukuki alanlarda yapılan çok sayıdaki devrimlerdir.
Atatürk’ün görüşleri kesin ve isabetlidir. Çanakkale savaşları sırasında düşman donanmasının nereden çıkarma yapabileceğini sezmesi, 2. Dünya Savaşını önceden tahmin edebilmesi, Hatay’ın Türkiye topraklarına katılması onun ileri görüşlülüğünün en belirgin örneklerindendir.
“Yurtta barış, Dünyada Barış” sözünün sahibi olan Atatürk, toprak büyütme heveslisi olmayan, mecbur kalınmadığı sürece savaşı cinayet olarak kabul eden bir liderdir.
Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmayı hedef gösteren Atatürk, eğitimle ve eğitimin milli olması ile de yakından ilgilenmiştir. Milli Eğitimi güçsüz olan bir milletin gelişimini tamamlayamayacağını düşünen Atatürk’e göre: “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı,yüce bir toplum olarak yaşatır; ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.”