Cevap :
Eğitim neden haktır?
Eğitim ve öğretim insanların yaratılıştan sahip olduğu, en temel uğraş alanlarından birisidir. Eğitim ve öğretim dünya nimetlerinden faydalanmanın ötesinde insanın toplum içinde kendisine etkili ve eylemli bir yer bulabilmesinin de en önemli şartıdır. Eğitim faaliyeti ile insanın toplumla ilişkisi karşılıklı etkileşim ve iletişim sağlamakta, ayrıca bir çok ihtiyaçta bu faaliyet sonucu temin edilebilmektedir.
Eğitimin önemi?
Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan , yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür.
Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler sürecidir.
Eğitim; bireyin davranışlarındaki yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak ve isteyerek değişme meydana getirme sürecidir.
Görüldüğü gibi eğitimin bir çok tanımı yapılabilmektedir. Ancak, günümüzde çoğunlukla tercih edilen tanım:
“Bireyin davranışında, kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istenilen yönde( eğitimin amaçlarına uygun ) değişme meydana getirme sürecidir.” Şeklindedir.
Bu tanıma göre;
· Eğitim bir süreçtir.
İlk insandan beri eğitimin önemi artarak devam etmiştir, artmaya da devam edecektir. Globalleşen, sınırların kalktığı dünyada, bireylerin temel yeterliklere sahip olması, bilgiye ulaşabilmesi, sağlıklı toplumsal ilişkiler kurabilmesi ve iyi bir kariyer elde edebilmesi için eğitim çağımızın en önemli ihtiyaçlarındandır.
Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, onun eğitim düzeyini de gösterir. Bilimde, ekonomide, kültürel açıdan bir adım öne geçmek isteyen toplumlar mutlaka bireylerinin formal ya da informal, örgün ya da yaygın, her türlü eğitime ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde, hayat boyu öğrenen, öğrendiklerini sorgulayabilen, kendini gerçekleştiren, özgüveni yüksek bireyler yetişecek, bu şekilde; daha refah, daha mutlu ve özgüveni daha yüksek bir toplum şekillenecektir. Eğitimli iş gücüne ve vatandaşlara sahip ülkeler de gelişmişlik düzeyi bakımından üst sıralarda yer alacaktır.
Geçmişiyle geleceğini bağlamak isteyen, kültürünün öğelerini sürdürmek ve varlığını devam ettirmek isteyen toplumlar için de eğitim vazgeçilmez olmalıdır. Çünkü eğitim; kişilerin karakterlerini geliştirir, onları erdemli insan yapar; özgüveni, sorumluluğu, dürüstlüğü ve diğer doğru davranışları kazandırır. Eğitilmiş ve bu nitelikleri kazanmış insanların oluşturduğu bir tolumda kültür de özünü koruyacak, zenginleşerek devam edebileceği uygun ortamı bulacaktır.
Diğer yandan, eğitime yeterince önem vermeyen toplumların, dışarıdan gelen öğretileri sorgulamadan benimseyeceğini, kalkınma konusunda çok yavaş ilerleyeceği, kültürünü ve tarihini gerektiği gibi anlatamayacağını ve varlığını sürdürmede zorlanacağını söylememiz yanlış olmaz. Bunu günümüzdeki gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda eğitime verilen önem kıyasladığımızda ve bu konudaki istatistiklere baktığımızda daha iyi anlayabiliyoruz.
Nitelikli bir eğitim ise çok yönlü olmalı; bireyin kendini tanımasına yardımcı olmalı; cömertlik, yardımseverlik, dürüstlük gibi olumlu özellikler kazandırmalı; sosyal bir varlık olan insanın başkalarıyla etkileşimine olumlu yönde katkıda bulunmalı. İnsanlığın gelişmesi için öğretimle harmanlanarak bireylere bilimsel bilgiyi kazandırmalı; insanları iyi birer vatandaş yapmalı; halkın refah seviyesini arttırmalı ve hem bireysel hem de kitlesel anlamda maksimum düzeyde fayda sağlamalıdır.
Bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği bir dünyada gelişmelere ayak uydurabilmek, maddi ve manevi doyuma ulaşabilmek, dünyaya daha geniş pencereden bakabilmek ve analitik düşünüp fikirler üretebilmek ancak eğitimle mümkündür. Dolayısıyla, her birey doğumdan ölüme kadar eğitimini sürdürmeli, eğitimin son derece önemli olduğu her toplumda yeterince vurgulanmalıdır. Fransız bilim adamı Paul Richer’ in de dediği gibi ‘ekmekten sonra eğitim bir ülkenin en büyük ihtiyacı’.