Cevap :
Mustafa Kemal Atatürk, sadece, büyük bir asker ya da büyük bir devlet adamı değildi...
O, gerçek bir dahi idi ve her konuda engin bilgilere sahip, müstesna bir kişiliğe sahipti...
Askerî zaferlerin kazanılıp, ülke kurtarıldıktan sonra, yeni bir Türkiye Devleti kurulurken, milletimize de, yöneticilere de en doğru olanı gösterdi.
Daha Sofya'da askerî ateşe iken inceleyip özümsemiş olduğu kooperatifçilik sisteminin Türkiye'de de uygulanmasını sağladı. 1936 yılında kurdurup, 1 numaralı ortağı olduğu Silifke Tekir Çiftliği Tarım Kredi Kooperatifi, vatan sathına yayıldı ve bugün, Türk köylüsü, çiftçisi için çok önemli kurum haline geldi.
O aynı zamanda büyük bir ekonomistti...
Dilciydi, tarihçiydi ve her alanda uzman bir bilgindi...
Türk Dil ve Türk Tarih Kurumlarının kuruşunu sağladı. Amacı, dilimizin, yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılmasıydı... Ve tarihimizin doğru olarak yazılmasını istiyordu...
Yüce Önder, Türk Halk Kültürünün zenginliğini biliyor ve bu zengin kültürün, yani folklorumuzun derlenmesini, belgelenmesini ve bundan yararlanılmasını istiyordu.
"Modern Türkiye Devleti henüz kuruluş aşamasında ve canhıraş bir var olma mücadelesi içinde iken, 1920 yılında folklor ile ilgili çalışmaların önemini müdrik olarak Maarif Vekaletine bağlı bir hars dairesi kurarak ve bu vasıta ile öncelikle öğretmenlerle ilişkiye girişilerek yurdun dört bucağından Türk Folklor ürünlerinin tesbit edilmesi ve derlenip kaydedilmesi çalışmalarına başlar. Bu faaliyet, 1924 yılına kadar çeşitli dergilerde yer alan yol gösterici, öğretici ve alanı tanıtıcı yazılarla teşvik edilir; genç aydınlar arasında Türk Halkbilimi araştırmalarına ilgi uyandırılmasına gayret gösterilir."
1924 yılında, İstanbul Üniversitesi bünyesinde bir "Türkiyat Enstitisü" kuruldu. Hocaların Hocası M. Fuad Köprülü burada, halkbilim dersleri vermeye başladı. Denilebilir ki, akademik seviyede ilk halkbilimciler burada yetişti.