Cevap :
umhuriyetin kuruluşunun yetmişbeşinci yılında, Atatürk'ün sanata bakışını ve çağdaş uygarlık düzeyine erişmede şaşkınlık yaratan dev adılarını, çok kısa bir sürede kurup geliştirdiği sanat kurumlarını ele alan bu yapıtta, Özdemir Nutku, Atatürk'ün sanatçı yanını da vurgulamaktadır. Tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün liderlerden daha değişik ve üstün bir niteliği Atatürk'ün sanatçı yanıdır. Çünkü O'nun gerçekleştirdiği her büyük atılımda bu üstünbuluş yeteneği, yaratıcı ve duyarlı yanı Cumhuriyete yakışır sanatsal yapılanmaların temelini oluşturdu. Bu uzak görüşlü liderin, 'Sanatçı toplumda uzun çaba ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır' sözleri, öncelikle O'nun bu açıklamaya duyduğu saygı tüm dünyaya örnek olabilecekgüçtedir. Üstelik yalnızca sanat kurumları kurup, sanatçıların yetişmesi ve sanatın yerleşmesi konusunda gösterdiği çabadan öte 'Sanatta devrim yapılmadıkça, devrimler yerine oturmaz' sözüyle, toplumda sürekli dinamizmi, buna bağlı gelişimin de kültür devrimi ile mümkün olacağını vurgulamıştır. Aradan geçen yetmişbeş yıl bu sözlerin doğruluğunu bir kez daha kanıtlamıştır. İşte bu kitapta araştırmacı Özdemir Nutku toplumu ileri götüren bu toplumsal, kültürel dinamikleri yirmibirinci yüzyılın eşiğinde yeniden sorgulamamız gereği üzerinde dururken aynı zamanda genç kuşaklara ileriye yönelik bir ivme içinde bakmanın Atatürk'ün tarihsel dinamizm düşüncesine ihanet edenleri uyarır niteliktedir: 'Birşey Yerinde Duruyorsa Geriye Gidiyordur.' İleriye gitmekse yapıların Nutku, bu çabayı daha da ileri götürecek olanlara, yetmişbeş yıl içindeki Türk Tiyatrosu'nun ve onun bugünkü durumunu özetleyerek sunmaktadır.