Cevap :
10 Kasım Yazısı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve 10 Kasım hakkında yazdığımız bu makalemizde, Atatürk’ü anlamak ve onun izinden gitmek için yapılması gerekenleri ifade etmeye çalıştık. Sizler de duygu ve düşüncelerinizi, ifade etmek istiyorsanız, makale sonundaki yorum bölümümüzü kullanabilirsiniz. Ayrıca 10 Kasım şiirlerimize de makale sonundaki linkimizden ulaşabilirsiniz.
10 Kasım’da Atatürk’ü Anlamak
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir kurtuluş destanının en büyük kahramanı olarak sadece tarih sayfalarının derinliklerinde değil yüce Türk milletinin kalbinin tam ortasında sevgi yumağına sarılı bir halde bulunmaktadır. Atatürk’e olan sevgi ve saygımız dünya varoldukça devam edecektir. O’nun vatanı adına yapmış olduğu hizmetleri gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatmalı ve öğretmeliyiz. Anlatmalıyız ki çok büyük zorluklar içerisinde kazanılan Kurtuluş Savaşı’nın ve kurulan cumhuriyetin değeri daha iyi anlaşılsın.
Atatürk’ü anlamak onun fikirlerini çok iyi bilerek tatbik etmekten geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması bir devrin yeniden yazılmasıdır adeta. Yurdun dört bir yanı işgal altında inlerken, bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmeyen Türk milletine önderlik yapan Atatürk, milletimizin esaret altında yaşamasını aklının ucundan bile geçirmeyerek, tarih sayfalarındaki, inancın zafere dönüştüğü, en büyük bağımsızlık savaşının mimarı olmayı hak etmiştir.
Atatürk’ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve uygulamak demektir. Kurulan cumhuriyetin manasını çok iyi bilmeliyiz ki cumhuriyete daha çok sahip çıkalım ve koruyalım. Atatürk’ün halkını ülke yönetiminin tek sahibi yapması, ülkenin öz kaynaklarını da milletin hizmetine vermesi, O’nu son derece, diktatörlükten uzak, vatan ve millet sevdalısı bir lider olarak karşımıza çıkarmaktadır. Kendisini Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine adayan Atatürk, hiçbir zaman şahsi menfaatini düşünmemiş, sadece milletin menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi yegane yol olarak görmüştür.
1938 yılından beri, her 10 Kasım, Ata’mızı kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, onu daha iyi anlamanın gereğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak ta değerlendirilmelidir. O’nun hayatını, ilkelerini ve bizden yapmamızı istediği şeyleri, bilimsel olarak ortaya koymak ve uygulamak, bizlerin birinci vazifesi olmalıdır. Atatürk devrimleri bugün bir çok ülkede örnek olarak kabul görmüş bir vaziyette ele alınmaktadır. Bağımsızlığını tam olarak kazanamamış bir çok ülkeye Atatürk devrimleri, ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bütün bunlar Atatürk’ün evrensel bir dünya görüşünün mimarı olduğunu da göstermektedir.
Bizler her 10 Kasım’ı, bıraktığı eserlerin izinde, ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. 10 Kasım’ı, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere emanet ettiği bir gün olarak düşünmek, sanırım doğru bir yaklaşım olarak kabul görecektir. 10 Kasım günü, Atatürk gençliğine yakışır, ülkemizi ileriye götürebilecek her türlü proje ve çalışmaların yapıldığı, ortaya konulduğu ve desteklendiği bir etkinliğin geleneksel hale getirilmesi tavsiyesinde de bulunmak istiyorum.
Atatürk’ü her 10 Kasım’da daha iyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olsun ki! Bizden sonraki nesillerimiz onu daha iyi anlasın. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanın nasıl ayakta kaldığını öğrensin ki, bayrağına ve vatan toprağına daha çok sahip çıksın. Her türlü iç ve dış düşmanlara karşı uyanık ve hazırlıklı olabilsin.
Ulu önder Atatürk ‘ü anma günü olan ölüm yıldönümü ile ilgili bazı yazı ve şiirler :
10 KASIM ATATÜRK ‘Ü ANMA PROGRAMI GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNİ ANLATAN KONUŞMA
Sayın Müdürüm, Değerli Öğretmenlerim ve Sevgili arkadaşlar,
Mustafa Kemal gibi düşünebilmek; işçisiyle, memuruyla; öğrencisiyle, öğretmeniyle; genciyle, yaşlısıyla Mustafa Kemal gibi düşünebilmek…
Medeniyet yolunda ilerlediğimiz 21. yy ‘da ileriyi görebilen ve daha ileriye gitmeyi amaçlayan, yeni nesiller yetiştirmek, Mustafa Kemal gibi düşünebilmenin ilk adımıdır.
Bu adımı atarken, yeni neslin geçmişini iyi bilmesi ve özümsemesi gerekmektedir. Bunun içindir ki her fert üzerine düşen sorumluluğun bilincinde olmalıdır.
Gerçekte ülkenin yönetimini devralacak, geleceğimizi yönlendirecek, medeni ve saygın bir millet olma bilincini daha da pekiştirecek olan biz gençler, Ulu Önder Atatürk ‘ün İlke ve İnkılaplarının ışığında ilerleyeceğiz.
Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bu gün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini çağ ile tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yönelmiştir.
Yalnızca 10 Kasımlar değil, düşünce ufkumuzda Atatürk ‘ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorululukları ve gösterdiği hedefler asla unutulmamalıdır.
Ülkemizin en zor anında bile düşünüp ortaya koyduğu milli hedef ve stratejilerin hatırlanması, bu tür çabaların anlam ve değerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir.
Ancak bu şekilde ulu önderin kutsal emanetini gelecek çağlara ve nesillere ulaştırabiliriz.
Ünlü bir devlet adamının dediği gibi ‘Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.’