Cevap :

Es33

Ankara’nın jeopolitik durumu Mustafa Kemal Paşa’nın görüşüne tamamen uyuyordu. Sonraki yıllarda, olaylar bu ileri görüşün haklılığını ortaya koymuştur.

Ankara, aynı zamanda, Sivas Kongresinde kabul edilen Misak-ı Millî kararı ile hudutları çizilen yeni Türk Devleti için de ilerde başkent olabilecek her türlü özelliği taşıyordu.

Kâzım Karabekir Paşa “Doğu Cephesinin daha büyük önem taşıdığını, Temsil Heyeti’nin Sivas’tan daha batıya geçmemesi kanaatinde olduğunu7” söylüyordu. Mustafa Kemal Paşa ise “Usul ve kaide şudur ki, vaziyeti umumiyeyi idare ve sevk mesuliyetini deruhte edenler, en mühim hedefe ve en yakın tehlikeye, mümkün olduğu kadar yakın bulunur. Ankara, bu şeraiti cami biri nokta idi”8 diyordu.

O tarihte büyük tehlike batıdan bekleniyordu. İzmir’e çıkan Yunan kuvvetleri, İç Anadolu’ya doğru ilerlemeye çalışıyordu. Güney ve Güneydoğu Anadolu’da bazı vilâyetler İtalyan ve Fransız işgali altında bulunuyordu. Pontus Rum devletini yeniden kurma hayali ile yaşayan Rum çeteleri Samsun ve havalisinde taşkınlıklarına devam etmekte idiler. Bu durumda Heyet-i Temsiliye için en uygun yer Ankara idi.

1919 yılı sonunda ve 1920 yılının başlarında Türkiye stratejik bir çember içinde bulunuyordu.