Cevap :
20. Yüzyılın ilk çeyreği, Osmanlı Devleti ve Türk Milleti açısından zor yıllar olmuştur. 1911 yılında başlayan Trablusgarp savaşı ile Batılı devletler Osmanlı devletini tasfiyesi işini de başlatmışlardı.Bu yaklaşık 100 yıllık bir "ŞARK MESELESİ" projesi idi ve projenin son aşamasına gelinmişti. İtalya'nın Trablusgarp'a saldırdığı günlerde, Balkan devletleri de Trakya'ya saldırı hazırlığı içindeydiler. Avrupalı sömürgeciler artık harekete geçmişlerdi. Bir hesaplaşma dönemi başlamak üzereydi. Bu 1000 yılın hesaplaşması olacaktı. Türkler'den Bizansın , yani Roma imparatorluğunun hesabı sorulacak, başka bir ifadeyle Malazgirt'in, Miryakefalon'un, Niğbolu'nun, Kosova'nın, Mohaç'ın ve diğer zaferlerin rövanşı alınacaktı. Hıristiyan Batı dünyası iştahla Osmanlı Türk devletinin mirasını paylaşma hazırlığı içindeydi.
1911'de başlayan savaş bir daha hiç durmadı. 1912-13 Balkan Savaşı; 1914-18 Dünya Savaşı; 1918-22 İstiklâl Savaşı . Kesintisiz 11 yıl savaş. Bu dönemde iyice anlaşıldı ki, sömürgecilerin hedefi Türklerin elindeki bazı toprakları almak, ya da Türklerin idaresi altındaki bazı bölgeleri Türklerin elinden kurtarmak değildir. Onların hedefi Türk Milletini yurdunu elinden almaktır. Türk Milleti'nin egemenliğini, istiklal ve hürriyetini elinden almaktır. 1918 yılı 30 Ekim tarihinde Mondros ateşkes antlaşması imzalandığı halde savaşa devam etmeleri ve anlaşmaya rağmen yurdumuzu işgale devam etmeleri bunun en açık göstergesidir. Gerçekten de 30 Ekimde antlaşma imzalanmış, güya savaş sona ermiştir. Fakat 8 Kasımda İngiliz ve Fransız orduları harekete geçmişler ve İskenderun ve Musul başta olmak üzere yurdumuzu işgale devam etmişlerdir. Bilindiği gibi sonraki aylarda Türkiye'yi her taraftan işgale başlamışlar ve Batı Anadolu, Güney Anadolu, Trakya ve İstanbul hepsi işgal edilmiştir.
11 yıl süren bu savaşın bilançosuna şöyle bir baktığımızda korkunç bir tablo ile karşılaşıyoruz .
Savaş süresince askere alınan insan sayısı :2.850. Bin
Kayıp, esir, şehit sayısı :1.565. Bin
Nüfusun genel yapısı hakkında ise 1927 yılında yapılan genel nüfus sayımında 13.,5 milyon olduğu düşünülürse, facianın büyüklüğü ortaya çıkmış olur. Maalesef Osmanlı devletinin son yüzyılı içinde nüfus artışı sdağlanamamıştır. 1831 yılında yapılan nüfus sayımında şu cümle genel nüfus hakkında bize her şeyi söylemektedir