Cevap :

Bilgi çağında yaşıyoruz. Başarının en önemli kaynağı bilgidir. 
Bacon: ‘Bilgi, güçtür.’ der.
Ülkeleri yönetenler hep okumuş, bilgili ve başarılı insanlardır. Başarılı yazarlar, ömürlerinin yarısını okuyarak geçirmişlerdir. Onun için okuma alışkanlığı edinmemiz gerekir. Kahvelerde, meyhanelerde vakit öldüren insanların çoğu, okuma alışkanlığı edinememiş kimselerdir.

Voltaire: ‘Okuma, ruhu yüceltir.’ demiş.
Dilimiz, ancak edebiyat üstatlarının eserlerini okumakla zenginleşir. Büyük adamların eserlerini okumalıyız. Bu sayede hem düşünceleriniz gelişir, hem de ifade yeteneğiniz güzelleşir.

Dale Carnegie: ‘Her gün yirmi otuz sayfa okumakla kısa bir zaman içinde kültürünüzü yükseltip kitaplıklar devretmiş olursunuz. Kitap okuduğunuz zaman bir tek kelimeyi bile anlamadan geçmeyiniz, sözlüğünüz daima yanınızda bulunsun.’ diyor.
Okumayan insan, zihnini çalıştırmıyor, fikir jimnastiği yapmıyor demektir. Bir kitap veya yazı okuduğumuz zaman, onu kaleme alan yazarla sohbete dalmış oluruz. Okuduğumuz metin, bize yazarın düşüncelerini söyler; biz de o fikirleri zihnimizde tartarız, kabul veya reddederiz ki böylece biz de düşünmeye başlarız.
Okuma, düşünceyi besleyip düşünme yeteneğimizi geliştirir ve kelime hazinemizi genişletir. Okuma sayesinde konuşma kabiliyetimiz gelişir, düzgün ve güzel konuşur, güzel yazar hale geliriz.
Okuma gaye değil, araçtır. Okumanın sonunda bilgi edinmeli, faydalı şeyler öğrenmelidir. Okuduğumuz metin tarih ise günümüze ışık tutmalıdır; ahlak kitabı okuyorsak davranışlarımız düzelmelidir. Okuduğumuz bilgilerden faydalanmalıyız ve onları hayata tatbik etmeliyiz; aksi halde marangozluk kitabı okuduğu halde hiçbir şey yapamayan adama benzeriz.


kitab bize çok sayıda eskiden kalan ulaştıra bilir