Cevap :

AHLAK GELİŞİMİ


Burada Ahlak’ın tanımı, sosyal ve bireysel Ahlak’ın gelişimi ile Ahlak Gelişimi ile ilgili Kuramlar üzerinde durulacaktır. Son derece içerikli bir yapıda sunulmaya çalışılacaktır.

Ahlaki Gelişim, Kişilik Gelişiminin en önemli parçasıdır. Çünkü bireyin “Toplumsallaşma Süreci” içersinde neyin ne olduğu ve uygun kabuller konusunda bir bilinç gerçekleştirmesi ile ilgilidir. Ahlaki gelişimin en önemli unsurları: kişinin sorumluluk sahibi olduğu çevresine ve topluma karşı yani iletişim içersinde olduğu evrene karşı kendisin ne kadar denetleyebildiği ve sorgulayabildiğidir.

Burada yine en önemli kuramcılarda Jean Piaget’in Kuramı önemlidir ancak bu kuramı ve J. Dewey’in görüşlerini de paralel alarak geliştiren Lawrence Kohlberg’in Ahlak Kuramı çok daha önemli bir yer tutar.

AHLAK NEDİR?

Genel olarak tanımı: toplum içinde kişilerin benimsedikleri yada uymak durumunda oldukları davranış biçimleri ve kurallarıdır. Bireyin doğrular ile yanlışları ayırabilmesini yağlayan değerlerdir.

Orhan Hançerlioğlu’na göre: Belli bir toplumun, belli bir döneminde bireysel ve toplumsal davranış kurallarını belirleyen ve inceleyen bilimdir.

Ferit Develioğlu’na göre: İyilik etmek ve fenalıktan çekinmek için takibi lazım gelen usul ve kaideleri öğreten ilimdir.

Friedrich Nietzsche ise şöyle tanımlar: Ahlak esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir araçtır.

Genel olarak Ahlak; bireyleri, içinde yaşadıkları toplumunda benimsediği “İyi” ve “Yanlış”ı birbirinden ayırmaya yordayan “Toplumsal” kurallardır. İnsanların "Ahlaki Gelişimleri", genel olarak içinden çıktıkları toplum ile uyumlu halde gelişir. Çünkü birey doğumundan itibaren bir topluma ait olarak doğar ve gelişimi o toplum içinde olur. Etkileşimi öncelikle kendisinden başlayarak Mikro’dan (=aile), Makro’ya (toplum) doğrudur. Tarihsel olarak Ahlak kuralları, toplumdaki bireyler arası “Uyum”u sağlamaya yöneliktir. Tarihin büyük bir kısmında, dinler ideal bir görüş sunma ve düzenleme çabasında olmuşlardır, bu yüzden “Ahlak” her zaman “Dini Emir ve Prensiplerle” karıştırılmışlardır. Kısaca “Ahlak” ya din temelli sayılmış ya da bir dine mensub olmayan bireyler “Ahlak Dışı” olarak görülmüştür. Laik ve Seküler toplumlarda ise Bireysel Ahlaki tercihler ile Toplumsal Ahlak düzeyi uyumludur ve ideal ölçüde görünmektedir. Bireyler genelde bu türlü bulundukları toplumların Ahlaki yapısını benimsemektedir.

Kısaca öyle görünmektedir ki Ahlak’ın iki özelliği bulunmaktadır;
Öncelikle içinde bulunduğumuz topluma ait olarak yani Düzgüsel (ya da Düzen) olarak Davranışlarımızı uydurmamız gereken “Toplumsal” kurallar olarak tanımlanabilir.
Düşünsel olarak ise: Eylem, İlkeler ve Değerler üzerindeki eleştirel değerler bütünüdür.

Bu yönüyle “Ahlak” Evrensel bir değer olmakla birlikte “Ahlaki Değerler” toplumlara göre “Görecelilik” ifade etmektedir, toplumdan topluma değişiklik göstermektedir.

Antik Çağ’dan itibaren bir takım Ahlak/Etik görüşleri belirtmek istiyorum ve öncelikle söylemek isterim ki burada Vikipedi Özgür Ansiklopedi’den Faydalanılmıştır:

Etik veya en yalın tanımıyla töre bilimi. Etik terimi Yunanca ethos yani "töre" sözcüğünden türemiştir. Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin dört ana dalından biridir. Yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışır. Etiğin batı geleneği zaman zaman ahlâk felsefesi olarak da anılmıştır. Türkçe ahlâk bilimi olarak da anıldığı olmuştur. Ayrıca Türkçe'de etik sözcüğü ahlak sözcüğü ile eş anlamlı olarak da kullanılır.
İnsan davranışının etiksel temelleri her sosyal bilime yansır:
Antropolojide bir kültürün bir diğeriyle ilişkilendirilmesinde yer alan karmaşıklıklar yüzünden,
Ekonomide kıt kaynakların paylaştırılmasını içerdiği için,
Politika Biliminde (siyaset bilimi) gücün tahsisindeki rolü nedeniyle,
Sosyolojide grupların dinamiklerinin köklerindeki yeri itibariyle,
Hukukta etik yapıların ilke ve kanunsallaştırılması nedeniyle,
Kriminolojide etik davranışı öven etik olmayan davranışı kötüleyen hali ile,
Psikolojide de etik olmayan davranışı tanımlayış, anlayış ve tedavi edici rolüyle mevcuttur.

*** *** ***

AHLAK GELİŞİM KURAMLARI


Bireylerin Ahlak’ı sorgulayışları (doğal olarak) “Ergenlik” çağında başlamaktadır. Ergen, Toplumun kabullerine nazaran “Yeni Ahlaki Kabuller” benimseme veya Ahlaki Kabulleri “Yenileştirme” çabasındadır. Çünkü bireyin en sorgulayıcı ve en açık olduğu dönemdir. Bu dönemdeki iç yaşamdaki çelişkiler, yaşantılar ve çevre, zaman (tarihsel zaman), bireyin dış dünya ile ve iç dünyası ile ilgili sorunları, Ergeni çok daha “Bireysel” bir Ahlaki Yapı oluşturmaya götürmektedir. Ergen “Ben Merkezciliği”; “Ben Daha İyi Bilirim” düşüncesi ile bireyin Toplum Ahlakı Üzerinde ve Kendisine Bağlı Olarak (Ben merkezli) “Ahlak Kuramları” üretmesini doğurur. Ancak unutulmamalıdır ki, bu düşünce dizgesi/sistemi “Doğal Bir SÜREÇ"tir.

Genç Ergenlik döneminde ise Arkadaş gruplarına (yukarıda Mikro’dan Makro’ya doğru bir gidişin olduğunu belirtmiştim) girilerek, Gruba dayalı bir “Kabuller” oluşturulur. Burada bireyler “Ben Merkezcilik”ten sıyrılmaya başlayarak, gruba ve arkadaş çevresine (mezosistem diyebiliriz) “Uyum”u gerekli kılan bir takım kurallar ortaya çıkarır ve kurallar koyarlar. “Ben Merkezcilik”ten kurtulmak “Ahlaklılık”ın koşulu olmaktadır çünkü aynı guruptaki bireyler, birbirlerine karşı sorumluluk duygusu taşımaya başlamaktadırlar ki bu da yine belirttiğimiz gibi olması gereken “Doğal” bir süreçtir.

Ahlaki Gelişim, Kişilik Gelişiminin en önemli parçasıdır. Çünkü bireyin “Toplumsallaşma Süreci” içersinde neyin ne olduğu ve uygun kabuller konusunda bir bilinç gerçekleştirmesi ile ilgilidir.