Cevap :
İslam Dini, iman ilkelerini insanlara benimsetmek, ibadet esasların hayatlarına aktarmanın yanında ahlaki ilkeler getirmek suretiyle bireylerin en huzurlu bir yaşam sürmelerini sağlamaktadır. Nitekim İslam Dininin kendisiyle gönderildiği son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimizin alemlere rahmet olarak gönderilmesiyle beraber ön plana çıkartılan en önemli özelliği ise, ahlakıdır. Bir ayette Efendimiz için şöyle buyrulmaktadır.
وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”[1] Sevgili Peygamberimizde bir hadisinde bu hususu şöyle ifade etmektedir. “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim”[2]
İslam ahlakının ilk ana kaynağı Kur’an-ı Kerimdir. Peygamberimizin ahlâk ve yaşayışı Hz. Aişe annemize sorulduğu zaman "Siz Kur’an okumuyor musunuz? O’nun ahlâkı Kur’an’dan ibâret idi.”[3] buyurarak bizleri Kur’an’a yönlendirmektedir. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim insanların uymaları gereken birçok ahlaki ilkeler sunmuştur. Güzel ahlak teşvik edilirken, çirkin huylar ise kınanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz bizlere güzel huyları yerine getirmemizi emretmekte, çirkin huyları ise bize yasak kılmaktadır. Ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır.
إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاء ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” [4]
Kur’an-ı Kerimde geçen ve bizlerden istenilen ilkeler ve bu ilkeler ile ilgili ayet-i kerimeler şunlardır.
İyilik, İyi Davranmak ve Güzel Söz Söylemek:
وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ
“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.”[5]
وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئاً وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُوراً
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”[6]
Sözün güzel söylenmesinin önemi ise bizlere şöyle bildirilmektedir.
“Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.”[7]